Fakültede iken benden lütfen iltifâtını esirgemeyen merhum, "Mahir Bey oğlumuza ithaf" başlıklı ve 4 Mart 1932 tarihli bir gazel yazmış ve kendi el yazısıyla bana hediye etmiştir. Hemen hemen şairlerce pek kullanıldığına tesadüf etmediğim bir vezin intihap etmiş olan Ali Ekrem Bey hocam, beni kısmen de imtihan kastıyla şiiri elime verip bana okutturmuştu. Aslı dosyamda mahfuz olan bu gazeli aynen hâtırasını hürmetle anarak dercediyorum:
GAZEL
-Mâhir Bey oğlumuza itháf-
Kîm ki nihâl-i ruhunu meyve-i aşka ták eder
Dest-i dilinde sâgar-ı vahdeti handenák eder
Câzibe-i şuhûd ile sâikalar cihânının
Ka'rına cân atar bütün varlığını helak eder
Her ezelî nigâh için bir dil-i yár arz ile
Ayine-i vücûdunu sine-i çak çak eder
Hâlet-i mest-i ehl-i Hak kalbine giryebár olur
Her dil-i gamda hâlikın hüznüne iştirak eder
Can vererek ebed lika vaslına eyler iltihak
Cevher-i rûh-ı pâkini vâdi-i dilde hâk eder
Vehm-i tekevvün-i cihan zevk-i hayat-ı gâfilan
Rüh-ı kerîm-i árifan yokluğa inhimâk eder
"Ekrem" eğer muhibb-i Hakk âdem isen memâtı sev
Mevtden ancak insanın zulmet-i cânı bâk eder.