Çok uzun boylu, kuru, patlak gözlü, altmış beşlik bir ihtiyar, yüzünü cama yapıştırmış, bana bakıyordu. Koltuğunun altında küçük, yassı bir bohça vardı.
En çok dikkatimi çeken şey, alaycı, üzgün, huzursuz ve alev alev yanan gözleriydi. Bana öyle görünmüştü gözleri. Bakışlarımız bir an birleşince, aradığının ben olduğuma inanmış gibi, kararlı bir