Orada o ağaçlıkta daha pek tarz olan ağaçlardan birinin verem olduğunu gördüm. Bu ağaçlığın capcanlı ve ışıl ışıl olduğunu baharda o ince, o küçük ağacın dalları, yaprakları sararmış, kederli ve düşünceli bir halde duruyordu. Sonraları en hafif rüzgara karşı titrer, damla damla akan gözyaşları gibi küçük küçük yaprakları yere dökülür oldu. Narin vücudu akşamların rutubetinden etkilenmeye, rengi ve kokusu sabahın şebnemlerinden solup uçmaya başladı. Daima semadan bir şey bekler gibi duran ve günden güne sararıp solan bu güzel ağacın haline bütün kâinat içinde yalnız seher, her sabah birkaç damla gözyaşı dökerdi.