"... Sürekli olarak kişisel mutluluk peşinde koşmak, bir kepazelikten başka bir şey değildir. Böyle bir dünyada bunca felaket ,bunca yoksulluk ,bunca haksızlık ortasında ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar- yani gerçekten insan sayılamayacak yaratıklar- kişisel açıdan mutlu olabilirler. 'Banane dünyanın şurasında burasında , hatta kendi ülkemde kanlı savaşlar varsa benim evimde yok ya' derler böyleleri. 'Banane Afrika'da çocuklar açlıktan ölüyorsa, benim çocuklarım açlıktan ölmüyor ya ' derler böyleleri. 'Bana ne ülkemin yoksulları oğullarını , kızlarını okutamıyorsa benim oğullarım, benim kızlarım en pahalı okullara gidiyorlar ya ' der böyleleri. Ve dünyaya, hatta en yakın çevrelerine kulaklarını tıkayarak, gözlerini kapatarak -o ne biçim bir mutluluksa- mutlu olur böyleleri .' Her koyun kendi bacağından asılır ' , 'gemisini kurtaran kaptan ', 'köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı de', 'bükemediğin eli öp ', 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın ' gibi iğrenç bulduğum bazı deyişleri kendilerine hayat felsefesi yapmışlardır bunlar".