Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Museviliğin merkezi dini tasavvuru olan tektanrıcılık görünmeyen bir tanrıya inanmak- şehirli sakinlerin durumuna çok uyuyordu. Her biri bir yer ya da doğa gücüyle ilişkili pagan dinler, toplumsal varoluşun merkezini köy ya da klanın teşkil ettiği kırsalın sakinlere anlamlı geliyordu. Ama kentli tacirler, zanaatkârlar ve dilenciler, farklı yörelerden ve farklı mesleklerden çok sayıda insanla sürekli temas halindeydi. Her şeyi kapsayan bir ilahi varlık, bu tür çoklu ilişkilerde anonim destek ve koruma sağlar görünüyordu. Antikitenin büyük uygarlıklarında tektanrıcılığa karşı bir eğilim olmasının nedeni budur: Hindistan ve Çin'de Budizmin doğuşu ve İran'da (kötülükle olan ezeli savaşta) tek bir 'iyi' tanrıya tapılması gibi. Roma paganizmi bile, diğerlerinden daha güçlü olan bir güneş tanrısına tapma eğilimindeydi. Üstelik, sofu biçimiyle Musevi tektanrıcılığı, inananlarını, bu dünyada ne kadar acı çekerlerse öteki dünyada umacakları bir şeyler olduğu inancıyla birleştiriyordu.
·
60 görüntüleme
Alp Akay okurunun profil resmi
Museviliğin popülaritesi o derece yüksekti ki, Roma İmparatorluğu'nun bütün ticaret merkezlerinde milyonlarca inananı birbirine bağlıyor; binlerce kilometrelik bir ilişki ve iletişim ağı yaratıyordu. Kudüs'teki durumun yarattığı her türlü dini tartışma ve mesih spekülasyonu bu ağ kanalıyla aktarılıyordu. Roma şehirlerindeki hiçbir insana Filistin'e dair uzak tartışmalar olarak görünmüyordu, çünkü Filistin'in çektiği acı, alt sınıfların ve imparatorluk içinde fethedilmiş bölgelerin çektiği acıların yalnızca bir örneğiydi.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.