Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Duyu tapıncı genelde ve haklı olarak kötülenmiştir, bize kendimizden daha güçlüymüş gibi görünen, bizler kadar yüksek örgütlü olmayan varlık biçimleriyle pay­ laştığımızı fark ettiğimiz tutkulardan ve duyumlardan içgüdüsel olarak korkmuşuzdur. ıo Ama Dorian Gray'e öyle geliyordu ki duyuların gerçek doğası hiçbir zaman anlaşılmamıştı, duyular her zaman hayvanlara ve vah­ şilere ait şeyler olarak kalmışlardı; çünkü insanlar, has bir güzellik içgüdüsünü duyuların başat özelliği haline, yeni bir kutsallığın ögeleri haline getirmeyi amaçlamak yerine, duyuları aç bırakarak bastırmayı, kıvrandırmayı, öldürmeyi amaçlamıştır. İnsanın tarihsel yolculuğuna dönüp baktığı zaman Dorian bir kayıp duygusuna ka­ pılıyordu. Öyle çok şeyden vazgeçilmişti ki! Hem de ne uğruna! Bile isteye, manyakça reddetmeler, en korkunç şekilde kendi kendine eziyetler, kendini inkarlar ... Bü­ tün bunların kökeninde korku yatıyordu, sonuçta varı­ lan nokta ise insanların bilgisizliklerinden dolayı kaçma­ ya çalıştığı hayali bir düzeysizleşmeden daha korkunç bir şekilde düzeysizleşmesi, o olağanüstü ince alayıyla Doğa'nın o münzeviyi, çölün yaban hayvanlarıyla bir­ likte sürü halinde yaşaması için çöle sürmesi, keşişe can yoldaşı olarak tarladaki hayvanları armağan etmesi
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.