Amanda sırtı onun göğsüne yaslanmış bir halde hiç kıpırda madan duruyor, içinin kendisini huzursuz eden bir arzu dalgasıyla dolduğunu hissediyordu. Avcı'nın sıcaklığı onu ısıtıyor, sahip ol duğu gücü yansıtan erkeksi ve ilkel aura'sı başırı döndürüyordu. Fakat onu en çok rahatsız eden şey Avcı'nın vücudundan yayılan tahrik edici, deri ve sandal ağacı kokusunun zihnini tamamen iş- gal etmiş olmasıydı.
Bu adamı istiyordu.
Sen kafayı mı yedin? Bu adam bir vampir!
Evet ama gerçekten de çok seksi bir vampir.
Kyrian, Amanda bu kadar yakınında dururken nefes bile ala- mıyordu. İyice keskinleşen duyuları onu vücudunun her nokta- sıyla hissetmesini sağlamıştı. Genç kadının kalp atışlarının hızlan- dığını duyuyor, boğazının kuruduğunu hissediyor ve arzusunun tadını alıyordu.
Bunları hissetmek Amanda'ya olan iştahırı iyice kabartmış ve ona kadınlardan mümkün olduğunca uzak durmayı alışkanlık ha- line getirmesinin sebebini bir kez daha hatırlatmıştı.
Lanet olsun, Desiderius.
Şu an ona sahip olamayacağını hatırlaması çok zordu. Onun kokusunu, kendinden emin bir dansçı gibi hareket etmesini unut- ması daha da zordu. Kıvrak vücudu âdeta bir zarafet senfonisiydi ve Kyrian hiç zorlanmadan genç kadın üzerinde otururken ona hiç- bir erkeğin yaşatamadığı zevkler tattırdığını hayal edebiliyordu.
Birden kasıklarının canını acıtacak kadar gerildiğini hissetti. Bir kadına duyduğu arzuyla en son ne zaman bu kadar sertleştiğini ha- tırlamıyor, onu öpmemek için kendini zor tutuyordu. Dudaklarını boynuna gömmek, o sıcak tatlılığını içine çekip...
Sayfa 46
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.