Herkes sistemin nasıl işlediğini biliyordu. Seçilmiş kişiler özel şirketlerin üstlendiği kamu ihalelerinden veya mal siparişlerinden nemalanıyordu. Şirketler bu ihaleleri hayali bir şirket üzerinden alıyorlar sonra da parayı seçilmiş kişinin siyasi partisinin kasasına aktarıyorlardı ya da doğrudan o kişinin yurtdışındaki hesabına veya vergi cenneti ülkelerde yer alan şirketlerden birine yolluyorlardı. Bu şekilde siyasi partiler kampanyalarını yürütüyor ve seçilmişler zenginleşiyordu.