İngiltere'nin Hristiyanlaştırılması bir incelik, akıl ve yöntem şahese-riydi. Uzun süredir papa tarafından göreve hazırlanan Canterburyli Aziz Augustine ve arkadaşları, baştan sona hayırseverlik, hoşgörü, anlayış ve sağduyuyu esas alan, dikkatlice düşünülmüş ilkelere göre çalışmaya baş-ladılar. Kelt misyonerleri ne kadar aceleci ve kabına sığmazsa, Gregorius misyonerleri de o kadar sabırlı ve sağduyulu bir davranış içindeydiler.
Aradaki fark tarif edilebilir gibi değildi. İngiltere'ye ancak dilini, gele-neklerini ve dinini inceledikten sonra geldiler. İngilizlerin ön yargılarına dokunmamaya özen gösterdiler, erken sonuç almaya çalışmadılar, hatta şehit olma arzusundan bile vazgeçtiler. İnsanların ruhlarından önce gü-venlerini elde ettiler ve böylece onları kesinlikle kazanmış oldular.
Altmış yılın sonunda Anglo-Saksonlar, yalnızca birer Hristiyan olmakla kalmadı, Kilise'ye, yani kendilerini Hristiyanlaştıranlara layık yeni misyonerler verme aşamasına bile geldiler...