Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1. Dünya Savaşı ve sonra da eski Osmanlı İmparatorluğu’nun bölünmesiyle tamamen bozulacak, değişecekti. Batı müdahalesi Ortadoğu’yu şaşırtıcı derecede şövalyece denebilecek bir tarzda, yeniden şekillendirdi. İngilizler Arabistan’da bir Vahhabi Sünni yönetimi kurdular, Irak’taki Şii çoğunluğuna rağmen oraya Sünni bir kral getirdiler ve Nazi sempatizanı Rıza Han’ı İran Şahı yaptılar. 2. Dünya Savaşından sonra Amerika Birleşik Devletleri (ABD) el koydu bölgeye. Soğuk Savaş ideolojine uygun olarak, İran’ın yeni seçilen başbakanı Muhammet Mossadeg düşürüldü ve Rıza Han’ın oğlu Şah Rıza Pehlevi yönetiminde bir otokrasi rejimi kuruldu ve Amerikan’ın cesaretlendirmesiyle İran nükleer güce sahip olmayı düşünmeye başladı. ABD yönetimleri, Vahhabiler yönetimindeki Suudi Arabistan krallığım sadece petrolünü almak için değil, aynı zamanda, Kızıl Deniz ötesinde, Mısır’daki Sovyet yanlısı Nasır hükümetine karşı bir savunma duvarı olarak destekledi. ABD 1980’lerde, Suudi Arabistan ve Pakistan işbirliğiyle Afganistan’da Sovyet karşıtı mücahidin -yani cihat savaşçıları ya da Reagan’ın tercihine göre, özgürlük savaşçılarını- birliğini kurdu ve onlar da daha sonra hiç beklenmedik bir şekilde Taliban’ın temelini oluşturdular. Aynı on yıl içinde ABD, İran - Irak savaşında her iki tarafı da silahlandırdı, devrim sonrası İran’daki Amerikan düşmanlığına karşı Saddam Hüseyin’i desteklerken, karanlık “rehineler için silah” İran - Kontra işinde de İran’a silah verdi.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.