Sultanahmet Camii'ni ne zaman görsem, gökyüzüne uzay araçları gönderen bir üs gelir aklıma... Görkemli caminin kubbesi bir rasathaneyj, minareleri de füzeleri anımsatır bana. Kubbeleri ve minareleriyle tüm camiler aynı duyguyu yaratsa da, Sultanahmet Camii'nin görüntüsü beni daha renkli bir serüvene sürükler. . .
Şerefelerin aralarındaki mesafe, gökyüzüne yükseldikçe boşalan ve ağırlık yapmasın diye atılan yakıt tankları gibi görünür gözüme. . . Uygarlık tarihinde, Ay'a giden roketle rin görünümüne bir minareden daha çok benzeyen hangi yapı vardır ki? O minareler ki, aralarına Ramazan aylarında, düğünlerde, törenlerde yazılar yazılmış, resimler yapılmıştır. Bir de mahyaların elektriğin olmadığı yıİlarda kandillerle hazırlandığını düşünürsek!.. "Eee, ne var bun da?" demeyin sakın!.. O kandillerde uzaya giden roketleri harekete geçiren ateş yok muydu?.. Düşlerin ve hayallerin tarihinde mahyalarda ışık saçan ateşle, Ay'a doğru yol alan roketlerin altında yanan aynı ateştir.