Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dilimizin yok edilişinin özeti!
“Dile son biçi mini veriyoruz; başka bir dil konuşan hiç kimse kalmadı gında alacagı biçimi. Sözlügü tamamladıgımızda, senin gibilerin dili yeni baştan ögrenmeleri gerekecek. Bana öyle geliyor ki, sizler asıl işimizin yeni sözcükler icat et mek oldugunu sanıyorsunuz. Oysa ilgisi yok! Sözcükleri yok ediyoruz; her gün onlarcasını, yüzlercesini ortadan kaldırıyoruz. Dili en aza indiriyoruz. On Birinci Baskı'da, 2050 yılından önce eskiyecek tek bir sözcük bile bulun mayacak.” Ekmeginden aç kurt gibi birkaç lokma aldıktan son ra, konuşmasını bilgiççe bir tutkuyla sürdürdü. İnce esmer yüzü cezbeye gelmiş, alaycı bakışı kaybolmuş, ken dinden geçmişti. “Sözcükleri yok etrnek harika bir şey. Hiç kuşkusuz, asıl fazlalık filler ve sıfatlarda, ara atılabilecek yüzlerce isim de var, Yalnızca eşanlamlılar degil, karşıt anlamlılar da söz konusu. Bir sözcüğün karşıt anlamlısına ne gerek var ki? Kaldı ki, her sözcük karşıtını kendi içinde barındı rır. Örnegin, 'iyi' sözcügü. 'İyi' sözcügü varken, 'kötü' sözcügüne neden gerek duyalım ki? “İyidegil” dersin, olur bi ter; hatta daha da iyi olur, çünkü 'iyidegil' 'iyi'nin tam karşıtı, 'kötü” ise tam karşıtı degil. Ya da 'iyi'nin yerine daha güçlü bir sözcük istiyorsan, 'mükemmel' ve 'fevkala de' gibi belirsiz ve yararsız sözcük kullanmanın ne anlamı var? 'Artıiyi' aynı anlamı karşılıyor; ya da, daha da güçlü bir sözcük istiyorsan, 'çifteartıiyi” diyebilirsin. Kuşkusuz, bu sözcükleri daha şimdiden kullanıyoruz; ama Yenisöy lem son biçimini aldığında bunlardan başka hiçbir sözcük kullanılmayacak. Sonunda, iyilik ve kötülük kavramları yalnızca altı sözcükle karşılanıyor olacak; aslına bakarsan, tek bir sözcükle. Bilmem, işin güzelliğini görebiliyor musun, Winston?” Bir an durdu ve sonradan aklına gelmişçesine ekledi: “Tabii ki B.B.'nin fikriydi bütün bunlar.” Büyük Birader'in adı geçer geçmez Winston'ın yüzünde zoraki bir coşku belirdiyse de, Syme ondaki gönülsüzlüğü fark etmekte gecikmedi. Nerdeyse üzülmüş gibi, “Yenisöylem'in önemini kavradığını sanmıyorum, Winston,” dedi. “Yazarken bile Eskisöylem'de düşünüyorsun hâlâ. Zaman zaman Times'a yazdığın yazılardan bazılarını okudum. Hiç de fena sayılmazlar, arma hepsi çeviri. Tüm belirsizliğine, o gereksiz ince anlam ayrımlarına karşın Eskisöylem'den bir türlü kopamıyorsun. Sözcüklerin yok edilmesinin güzelliğini kavrayamıyorsun. Yenisöylem'in dünyada sözdağarcığı her yıl biraz daha küçülen tek dil olduğunu biliyor musun?”
Sayfa 64 - SymeKitabı okudu
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.