Hayatlarımız belki yıkıktı, döküktü, kırıktı ama biz güzel görürsek güzeldi.
O an anladım ki hayat sihrini yalnızca kaybolanlara gösterirdi. Biz kaybolanlardık, enkaz altında kalanlardık ve hayatın sihri ile tanışanlardık. Kirlenmek, üşümek, düşe kalka ilerlemek de güzeldi.
Ben 889, buradayım. Enkaz altında. Üzerine yıkılan hayatının içinden gelen o vals müziğini duyuyor musun?
İçimde yanıp sönen o ürkek ışığı görüyor musun? Yoksa beni hala duymuyor musun?