Lunapark işletmecisi bir ailenin başından geçen trajikomik olayların, ailenin küçük oğlu Zafer'in gözünden anlatıldığı absürd, değişik bir roman.
Öyle ki, roman, aile yemek yerken masalarına deniz kaplumbağası düşmesiyle başlıyor ve bu saçmalık silsilesi devam ediyor. Ayrıca aile lunapark haricinde hiç bir iş yapacak durumda değil. O yüzden HEP lunapark.
Ölen sanatçılara mektup yazan peltek bir amca, sorumsuz kumarbaz bir dayı, anne-görümce çekişmesi, aşklar, maceralar ve tabii ki eksik olmayan polisiye.
Yalçın'ın kitaplarından bir şeyler öğrenebiliyorsunuz gerçekten, satır aralarında değişik bilgiler geçiriyor hep. Ben kitabı okurken çok eğlendim. Başlangıcından sonuna kadar akıcılığı sürdü. Ayrıca kurgusu da çok hoş işleniyor, tüm kitaplarında benzer yapı var, bir kaç karakter gözünden anlatıp az sayfalarla birleştiriyor.