Gönderi

Tarkovski'den feministleri kızdıracak açıklamalar
Kasım 1983'te, gazeteci ve psikiyatrist İrena Brezna, (Basel) Tarkovski ile Londra'da (belki Rusça bildiği için) bir söyleşi yapmayı başarmış. Gazetecinin yönelttiği güncel feminizmi vurgulayan sorulara hiç katılmıyorum, ancak Tarkovski'nin yanıtlarını Türk okuru için de ilginç bulduğumdan bu söyleşiyi çevirmek istedim. Brezna: O halde sevgi ya var ya da yoktur. Tarkovski: Evet ya var ya da yoktur. Ve sevgi olmazsa, hiçbir şey olmuyor demektir... İnsan yavaş yavaş ölüme gidiyor demektir. Ben yalnız kendi düşüncemi aktarıyorum. Tabii herkesin kendi dünyasını yaşadığı, ilişkilerin soğuklaştığı, bencilleştiği durumlar var. Belki böylesi durumlar daha da kolay. Böylesi ilişkiler daha az sakıncalı. Ve feminizm akımı bu doğrultuda. Gerçekten de bu ve benzeri konularda tartıştığım kadınların tümü, kadın olmanın olağanüstülüğünü kavramamışlar. Her zaman şaşırttı bu durum beni, çünkü kadının iç dünyası, erkeğin iç dünyasından çok başka. Kanımca kadın, bu özelliğinden dolayı erkeğe bağımlı olmadan yaşayamaz. Erkeksiz yaşamaya başladığında, örgensel yaşamını yitirir. Toplumda dilediği yere gelebilir, bir erkeğin işini de üstlenebilir, ama bunlar onu kadınsal kılmaya yeter mi? Hiçbir zaman yetmez. Feministlerin neyi amaçladıklarını anlıyorum: Artık sorumluluklarını istemiyorlar. Her zaman ezildiklerini ve eşit haklar kazanarak bu durumdan kurtulacaklarını sanıyorlar. Kavrayamadıkları durum şu: İnsan, kadın ya da erkek, gerçekten yürekten bağımsız olmak istiyorsa, zaten bağımsızdır, özgürdür; özgürlüğü kendisi seçtiği için özgürdür, özgürlükçü bir ülkede yaşadığı için değil. Bireyin özgürlüğü, ülkesinin özgürlükçülüğüne bağlı değil, kendi seçimine bağlıdır. İnsanların gerçekleştiremedikleri yaşam özlemlerini başkalarının suçu gibi görmeleri beni her zaman öfkelendirir. Bağımsız olmadığını söyleyen kişilere öylesine öfkeleniyorum ki. Bağımsızlığı istiyorsan, bağımsız ol. Seni engelleyen kim? Mutlu olmak istiyorsan. Ama mutsuzsan, mutlu ol. Kadının uzun bir dönem süresince, dünya politikasının önemli olaylarından dışlandığı şüphesiz. Bu tabii haksız bir durum. Ama günün birinde kadın tüm toplumsal yaşama katıldığında ne olacak bilemiyorum. Buna karşı olmadığımı vurgulamak isterim. Kadının toplumsal yaşama tümüyle katılmasından yanayım. Ama bana öyle geliyor ki, kadın o durumda kendi dilediği konumu bulamayacaktır. Brezna: Düşüncenize katılıyorum. Erkek yargıları dünyaya egemen olduğu sürece, kadın konumunu bulamayacak... Erkeğin başarısı ölçüt olduğu sürece... Tarkovski: Yanılıyorsunuz. Beni önemli bir kariyer sahibi kadın kadar rahatsız eden hiçbir şey yok. Erkek olarak haklarımın sınırlandırıldığını sandığımdan değil. Kadının bu durumu bana hiç doğal gelmediği için. Bence böyle bir kadın, görmezliğe gelmesi gereken bir yola sapmış. Ancak erkekle yanlış bir rekabet onu bu yola sürüklemiş olabilir... Tezer Özlü - Yeryüzüne Dayanabilmek İçin
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.