Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Lacancı teori, bu öznenin dış-yakınlığı, insanın daha kuruluşunda, ayna evresinde kaybettiği saf imgeselliğe, hep kendi dışında kalmak zorunda olanın, birey olarak başka'nın saf sorumluluğuna dönüşe imkansızlığa vurgu yapar. Dış-yakınlık ne ben'in ortadan yitişine ne de saf sorumluluğun etik emrine dönüşür, daha çok kendi kuruluşundan itibaren dışarıyla içeri arasında sıkışan ve bu halde varolan insanın imgeseli ile simgeseli arasında sıkıştığı, gerçeğin puslu görüntüsü içinde arzuladığını elde etmeye yöneldiği fakat elde etmek istediği o büyük Başka'nın, o en yüce fallusun gece-gerçekliğinde tatmin edilemez dolu bir boşluk olarak yaşamaya mahkum olduğunu, bunun insan olmak demek olduğunu anlatır. İnsan daha ilk bilinçlilik anından itibaren yarılmıştır yarılmış varlık tam da bizim her an dünyaya baktığımızda, gördüğümüz, anladığımız, duyduğumuz, yaşadığımızı sandığımız o dış-dünyanın, aslında bize ne kadar da uzak olduğunu, onun yerine geçmenin, dünya olmanın, gerçek ile yakınlaşmanın ne kadar da imkansız olduğunu hatırlatır: Sanki insan dolu bir evrendeki gezici yarıktır ve bu yarık gerçeğin varoluşunun nefes aldığı hastalıklı yarıktır: "Şimdi dünyaya bakıyorum (tam yazdığım bu anda) ve onu bir türlü anlayamamanın, onun bir türlü yakına gelememenin, her imgenin, her hareketin, her sesin, her kokunun, her giysinin, her insanın kafamda ifade ettiği şeylerden uzaklaşamamanın bir sonucu olduğunu; sürekli aradığım o çekirdek-mutlağı, her şeyin arkasındaki koşulsuzu -büyük Başka'nın yüreğini- kendi içimdeki ben nedeniyle elde edemediğimi biliyorum.
Sayfa 237 - Dış-Yakınlığın Çıkmazı ile Dışarının Sorumluluğu Arasında: "Lacan ve Levinas'ta Başka" / Volkan ÇelebiKitabı okudu
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.