Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Diyarbakır, çocukluğumun neredeyse tüm yazlarını orada, “Gavur Mahallesi”nde geçirdiğim o kederli şehir, benim için, günümüzde Saray Bosna kadar önem taşıyan bir semboldür. Diyarbakır; renkli tarihin ve çeşitli uygarlıkların nakışlarıyla örülmüş nazlı kent, tarihin hâlâ surlarında türküler söylediği görkemli şehir. Diyarbakır; diller, kültürler, uygarlıklar kapısı, Kürtlerin, Ermenilerin, Musevilerin, Asuri/Süryanilerin, Arap ve Türklerin barış otağı Diyarbakır; Kürtlerin atan kalbi, yaşayan ruhu, canlı umudu, surları dibinde Zaza beylerin bıyık burduğu anayurt. Diyarbakır; yaşam kaynağı Dicle’nin sahibi, koruyucusu, sevgilisi, Mezopotamya’nın yüreğinden yükselen çok renkli onurlu, mağrur sancak. Diyarbakır; hüzün, yas ve kederle dolu, bitmeyen, tükenmeyen bir ağıt, Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarının idamını anlatan, Kürt dengbejlerinin en yanık, en güzel stranı. Diyarbakır; günümüzde her gün, her saat, her köşe başında, yaşlı yazarı Musa Anter gibi, evlatlarını cani kurşunlara kurban veren, evlatlarının birer birer katline tanık olan gözü yaşlı şehir, şiddetin pervasızca kol gezdiği, kasıp kavurduğu yaralı şehir.
Sayfa 256Kitabı okudu
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.