Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dagobert Von Mikusch (Almanya)
Batı uygarlığı, onsekizinci yüzyılda başlayan ve zamanımıza kadar uzanan bir atılımla kendi siyasal ve toplumsal kurallarını bütün dünyaya yaymıştır. Böylece Batı kültürü bir dünya kültü­rü halini aldı. İşte Türkiye'de de daha önceden başlayan bu batılılaşma hareketini Mustafa Kemal enerji ile ele alıp sona erdirmiş, sert ve çok kere amansız bir mantığın zoru altında bütün eski biçimleri parçalamış, geleneksel bağları bir çırpıda koparıp atmıştır. Bu, yeni hayat biçimlerini ulusa zorla benimsetme gibi bir davranıştı; ama Mustafa Kemal onu kurtarmak, yaşamasını sağlamak için bundan başka bir çare görmüyordu; doğrusu da buydu. Doğunun bu büyük reformcusuna, eğer deyim yerinde ise, bu uluslararası ulusçuya tarih, iki çağın eşiğinde kendine layık en önemli yeri vermiştir ve buradaki başarıları onun tarihsel ödevi olmuştur. Avrupa'nın kültür alanındaki zafer dolu büyük atılımları durmadan sürüp gidiyor görünmektedir. Ama bazı belirtiler bu hareketin hızını kaybetmeye başladığını ve çok geç­meden duraklayacağını gösteriyor gibidir. Doğu. hayat savaşında batının uygarlık silahlarını ne kadar kendine mal etmiş ve bunu sürdürmüşse, batıda o kadar kurtulmuştur ve kurtulmayı sürdürecektir. Bunun en göze çarpan örneği doğunun ileri karakolu Türkiye'de görülebilir. Batıya olan bilinçli yönelme, aynı zamanda Avrupa'nın egemenliğinden de bir kurtuluş hareketidir. Başkentin Asya'ya taşınmış olması bunu sembolleştiren en canlı örnektir. Avrupa ile Asya arasındaki büyük kavuşum hareketlerinin tarihsel bir dönüm noktasında büyük bir insan, Mustafa Kemal, Doğu uğruna kendini bütün ağırlığıyla ortaya atmıştır. Böylece o, Batının doğuya olan durdurulamaz gibi görünen akınını, en tehlikeli bir yerde, iki kıtanın birleştiği noktada durdurmayı bilmiştir.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.