Denis Diderot sever misiniz? 18. Yüzyıla ve Aydınlanma Çağı denilen döneme ilgi duyuyorsanız eğer, Diderot sizler için iyi bir alternatif olabilir. Sayfa sayılarına aldanmamanızı, ağırlığın sayfalarda değil içerikte olduğunu belirtelim. Diderot okuyalı seneler oldu ve yeni bulduğum bir kitabıyla devam etmeden evvel şu hatırlatmayı da yapmak istiyorum. Fransız Devrimi diye adlandırılan dönemin hazırlayıcısı Diderot’tur. Cizvit okulundan mezun olması nedeniyle Hristiyanlığa ve öğretilerine de oldukça hakim olarak karşısında durmuştur. Romantizmin de öncüsüdür lakin ben Realizm akımına daha yakın hissediyorum kendimi o yüzden bu konuda anlaşamıyoruz. 2022’e kadar çok da iyi anlaşabiliyorduk tabi. Çeviri bekleyen, basılmayı bekleyen eserleri olduğunu da ekleyelim ve kısa özetini yapmış olalım. Kitabı okuyanlar hatırlayacaktır ama bilmeyenler için güzel olduğunu düşündüğümüz bir örnekleme yaparak kitabı ve etkisini dilimiz döndüğünce açıklayalım. Kitapta bir sahne var. Gözleri görmeyen birisi göz altına alınıp kendisine ne yapılacağını sorar. Seni zindana atacağız denildiğinde de ben zaten yirmi beş yıldır orada yaşıyorum diye cevap verir. Efendiler, bu konuşma metnini alıp aşk hayatından günlük yaşama, siyasetten sosyal hayata kadar her yere alıp uygulayacak durumlar mutlaka vardır. Onun konuşması daha doğrusu okulunun kendisine verdiği ‘Öğretici’ yetkisinin cevabı da buradadır işte. Biz, bu eseri 1984 Sosyal Yayıncılık baskısından okumuş bulunduk. Diderot bu kitabı bitirdiğinde ne oldu biliyor muyuz? Tahminimiz çok zor olmamıştır diye düşünüyorum: Hapis! Savunması da trajikomiktir aslında. Kitabı için ‘kontrolümden her nasılsa kaçmış birtakım düşünce taşkınlıkları’ der kitabı için. Bazı noktalarda ‘Kör, Sağır, Dilsiz’ gibi kelimeler kullanıldığını, baskıda buna şahit olduğumuzu söyleyeyim. Günümüzde sağlıklı bir insana göre eksikleri olan insanlarımız için ‘Engelli’ kelimesini kullanıma açtıran ve onların ötelenmesine izin vermeyen rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na da buradan bir teşekkür ederim. Diderot işte böyle bir yazar, konunun nereye geleceğini hiç tahmin edemezsiniz. Diğer yandan açıklamaya devam edeceğiz. Herkes kendi inancına göre belirli bir sorgulama yapar. Yazar bunu fazlasıyla yapıyor. Diğer yandan kendi milletini yani Fransızları ve dillerini yüceltiyor. Bu zaten bilinen bir husustur. Fransızlar oldukça milliyetçi bir millettir. Bugün çocuğunuz X İlkokuluna yazılmak yerine Fransız İlkokuluna yazılarak büyürse o dahi Fransız Milliyetçisi olacaktır. Bunu her ülke belirli bir derecede yaparlar. Fransızlar da bu biraz daha öndedir. Şu gücenir bu üzülür diyerek siyasi baskılardan korkarak geri çekilmezler. Daha önceki okumalarımızı da burada toplayıp, daha sonra hangi kitaplarını okuduğumuza yönelik bilgileri de ekleyerek yazara dair tek kitabımızı ve incelememizi tamamlayacağız: #34519507 #34722580 #34786668 #34888579 #34944866 #127437456 #127511528 #127544236 Diğer okuduğumuz eserleri ise şu şekilde: Aktörlük Hakkında Aykırı Düşünceler Ansiklopedi ya da Bilimler Sanatlar ve Zanaatlar Sözlüğü Filozofça Düşünceler Kaderci Jacques ile Efendisi Konuşmalar (Felsefe Konuşmaları) Körler Üzerine Mektup (Sağırlar ve Dilsizler Üzerine Mektup) Rahibe Rameau’nun Yeğeni Hepimize iyi okumalar dilerim..

Körler Hakkında MektupDenis Diderot · Sosyal Yayınları · 1984150 okunma

·

202 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.