Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yemen, Anadolu'nun çektiği acıların bir parçası, hattâ en küçüğüdür. Daha acıklısı var: Verimsiz bir toprağın getirdiklerine beş on kuruş eklemek için memleketinden ayrılıp İstanbul sokaklarında kaybolan zavallılara arkada kalanların hasreti... "Di gel, di gel, dadaş gel!..." diye atılan çığlıklar, bu toprağın üstünde yaşayanların asıl romanlarını, şartların, zaruretlerin gerçek yüzünü verirler. Bunların birinden aldığım: Çerden çöpten yuva kurdum, Uçurmadım bala ben... beytinin bütün bir hayat destanı olabilmesi için bir an gerçek bir romancı muhayyilesine çarpması yeter. Bu halk havaları içinde beni en çok saran "Billûr Piyale" oldu: Nezaket vaktında serv-i bülendim, Salın reftare gel yasemenlikte. Kimseler görmemiş, canım efendim, Sen gibi bir dilber gülbedenlikte. Bezme teşrif eyle, ey çeşm-i âfet! Bu şeb hane halvet, eyle muhabbet Baş üzre yerin var, teklif ne hacet? Sen bir gülsün gezme, her dikenlikte Çağırırım, çağırırım yanıma gelmez, Bülbülden öğrenmiş, dikene konmaz, Yüz bin öğüt versem biri kâr etmez Aslı da beyzadelim, sen safa geldin! Billûr piyalelim, bize mi geldin?
Sayfa 54
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.