Tarde'ın kuramında da tıpkı yapısalcılık-sonrası düşünürlerinde olduğu gibi, dünyadaki öznellikleri bulmak amacı hakim olmuştur; ancak bu endişenin ardında yatan başka bir şey daha vardır, o da bugün moda olduğu şekliyle, Kantçı evrenselci bir yaklaşımın aşkınlığından çok Spinozacı bir içkinliğe bağlı olmasıdır. Kant'ın önsel aşkınlık oyunları karşısında Tarde'ı ve yapısalcılık-sonrası tüm bir düşünceyi içkinlik planı üzerine oturtmak daha doğru olacaktır. Tarde' da olduğu gibi bu düşünce de ruhu bedenden veya bilme istencini varoluşun görünümünden ayırmaya kalkmaz, daha önce Sartre'ın varoluşçu felsefesinin yapmaya çalıştığı gibi.