Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dandini dandini dasdana. İki dandini bir dasdana. Ortaçağların bu ürkütücü kardeşleri, artık bir ninninin uyutucu kelimeleri olmuşlar. Kutlug Dandini (ya da Batılı tarihçilere göre Dandin) ve Farsus Dasdana, İsa’dan sonra VII. yüzyılda Anadolu’da yaşadığı sanılan efsaneler kahramanı Hartug Dandin’in oğulları. Hıristiyan azizlerinden Gordalos’a göre, İsa’nın doktrinini yaymak üzere Mezopotomya’dan Nevşehir’e göç etmiş bir din adamı bu Hartug. Nizip dolaylarındaki bir mağarada bulunan kabartma heykeline bakılacak olursa, iri yarı, uzun ve kıvırcık sakallı bir adam. Asker elbiseleri içinde biraz rahatsız duruyor kayanın üstünde. Uzun ve kıvrık burnu, bir asil olduğunu açıkça belirtiyor. Fransız tarihçisi George Pliers, Hartug’un bir Frank savaşçısı olduğunu ve Haçlı seferleriyle Anadolu’ya geldiğini ileri sürüyorsa da, bu iddiayı ciddiye almak mümkün değil. Hartug’un ilk oğlu Farsus, babasıyla aynı soyadını taşımıyor. Belki de Dasdana, Hartug’un öz oğlu değil. Bir teoriyegöre de, ninnideki “dandini dandini dasdana” sözleri, bu iki kardeşin adlarının Kutlug Dandini ve Farsus Dasdana Dan dini olduğunu gösteriyor. Biz, Kutlug’un annesinin Türk, Farsus’unkinin de Rum olduğunu kabul ediyoruz. Kardeşlerin kan dökücü ve zalim karakterlerini de, Gordalos’un düşündüğü gibi o yıllarda Anadolu’da hüküm süren Abdolos Agostos’un baskısına dayanamayıp isyan etmelerine değil, bir Hıristiyan ve tarik-i dünya olan babalarının aşırı sertliğine bağlıyoruz. Çünkü Dandini ve Dasdana, cinayetler serisine babalarını öldürmekle başlıyorlar. Eski romansların usta yazarı Lebedus, olayı, içgerçeklere daha yakın bir düzende anlatıyor: “Hartug, çocuklarının eğitimiyle ilgilenmiyordu. Çocuklar, bütün gün, babalarının bostanında kargaları kovalaya- rak vakit öldürüyorlardı. Kargaları vurmak için, ucu sivri değnekler yapıyorlar; vurdukları kargaları bu değneklerin ucuna takıp korkunç seslerle bağırarak bostanın çevresinde dolaşıyorlardı: Karga da seni tutarım amang Kanadını kanadını yolarım amang Kışın kebap yaparım amang Yazın tanrı diye taparım amang “Babaları, dinî ve askerî işlerini görmek için sık sık kasabaya indiğinden, Dandini ve Dasdana, bu başıboş hayatın bütün çeşitlemelerini serbestçe yaşıyorlardı. Bostan bakımsız bir durumdaydı. Hayvanlar, gelişigüzel sağda solda otluyordu. Komşuların inekleri bahçedeki mısırları, sebzeleri yiyor, çitleri bozuyor, çocuklarsa bütün bunlarla hiç ilgilen- miyorlardı. Bostanın bakımsız köşelerinde büyümüş uzun otların içine yatarak gelecek için hayaller kuruyorlar; komşu çiftliklerdeki kızlardan, avcılardan, babalarının saçma işlerinden bahsediyorlardı. Cinsel konulara ilgileriyse sonsuzdu. Dasdana, kardeşine olmadık cinsel münasebet masalları anlatıyor, daha duygulu ve saf bir çocuk olan Dandini ise bunları belli etmek istemediği bir kıskançlıkla dinliyordu. Babalarının, kendileriyle oynayan çocuklar hakkında anlattığı korkunç hikâyelere rağmen bütün bu masalların sonunda, dayanamayıp kendilerini baştan çıkarıyorlardı. Dasdana, köyün kızlarıyla, kadınlarıyla neler yaptığını bütün ayrıntılarıyla kardeşine anlatıyordu. Ormanda, bazen de yakındaki bir çiftlikte dul bir kadının evinde olan bu birleşmeler Dandini’nin içini gıcıklıyordu. Hele dul kadınla Dasdana arasında geçen macerayı dinledikten sonra, bütün gece uyumamış ve sabaha karşı gizlice evden çıkarak -oysa babası görmüştü onu- koşa koşa köy meydanına gitmişti. Çeşmenin yanındaki duvara ‘Hartug Dandini oğlu Farsus Dasdana! Neden Elbasta Surkan’la yattın?’ kelimelerini çarpık harflerle yazmış ve altına da bu sahneyi acemice çizmişti. Dasdana, bu resimde ayakta duruyor, kadın da havada yere paralel bir durumda yatıyordu. Cinsel münasebetten çok hareketli bir halk dansını andıran bu birleşme, Dandini’nin, babası tarafından ihmal edilen cinsel eğitimine tipik bir örnektir. (Bu taş bugün, Hartugo kasabası arkeoloji müzesinde bulunmakta ve yalnız bilim adamları ve sanatkârlar tarafından görülebilmektedir.) Resimde, ilk bakışta göze çarpan acemiliğin yanında, vahşi bir dinamizm ve erkek organlarındaki canlı ifade dikkati çekmektedir. Kadın ve erkeğin cinsel organları arasındaki oransızlık da, duyguları yeni uyanmaya başlayan bir gencin vahşi romantizminin ilk belirtileri olarak açıklanabilir. “Resim, kasabada büyük bir gürültü koparmadı, fakat Dandini babasından esaslı bir dayak yedi. Bostandan çık- ması yasaklandı ve Dasdana bir hafta kardeşiyle konuşmadı. Bir akşam üzeri, iki kardeş gene incir ağacının altındasessizce sopalarını yontarlarken Kutlug birdenbire sordu: ‘Erkeklik tohumları, karnımızın altına doğru bir yerdeymiş. Sen daha iyi bilirsin: doğru mu acaba?’ “Farsus karşılık vermedi; yalnız, Dandini’ye belli etmeden karnının alt tarafını hafifçe yokladı. Kutlug Dandini, yere bakarak sözlerine devam etti: ‘Yalnız, tohumların aşağı inmesi için insan, organını eline alıp kuvvetle yukarı doğru, karnındaki o yere durmadan vurmalıymış. Organı o yere yetişecek kadar uzun değilse, tohumları olgunlaşmamış demekmiş. Çobanın oğlu Portel söyledi dün. Bizim denediğimiz biçime pek benzemiyor da, bir de sana sorayım, dedim.’ “Farsus, küçümseme dolu bir gülüşle sordu: ‘Portel denemiş mi?’ ‘Hayır. Yanaşma Oter yaparken seyretmiş gizlice.’ Sonra telaşla ekledi: ‘Kadınla yaparken buna ihtiyaç yokmuş tabii. Ne dersin?’ ‘Gidip Oter’e sorsaydın sen de.’ “Kutlug, sözü değiştirmek istedi: ‘Irmağın kıyısına gidip taş kaydıralım mı?’ Dasdana bu oyunda her zaman kardeşinden üstündü. ‘Hayır’ İkisi de başka yerlere bakıyordu konuşmadan. Birden Farsus; ‘doğru değildi bütün anlattıklarım. Hiçbirinin aslı yoktu. Bunu sen de biliyorsun,’ dedi. “Kutlug atıldı: ‘Hayır, hayır. Hepsi doğru, hepsine inanıyorum. Sen gene anlat, ne olur’ “Farsus yerinden kalktı, ırmağa doğru koşarak uzaklaştı. Kutlug, kardeşinin arkasından bağırıyordu: ‘Hiç olmazsa başkalarından duyduklarını anlatırsın. Ne olur Farsus, gitme. “Irmağın kıyısında taş kaydırırlarken Kutlug durmadan anlatıyordu: ‘Bir daha duvarlara yazı yazmayacağıma söz veriyorum.Kadın meselesini de bırakıyorum bir yana zaten. Babamız gibi eşsiz bir savaşçı ve din adamı olmak istiyorum. Babam, yalnız din düşmanlarıyla savaşmış. Ben bütün düşmanlarla savaşacağım. İnsanlığın bütün düşmanlarıyla. Babam, artık Aziz Paulus gibi değiştiğini söylüyor ama ben savaşmak istiyorum: Portel’e benzemek istemiyorum. Onun gibi bütün gün sığırtmaç oğlanlardan dayak yemek istemiyorum.’O günden sonra, bir daha kadınlardan konuşmadılar.” Lebedus, bundan sonra, Kutlug Dandini’nin, babasının bütün karşı koymalarına rağmen, gece gündüz kılıç talimi yapmaya başladığını, Farsus’un da, uzun uğraşmalardan sonra, bir köylü kızını iğfal etmeyi becerdiğini tumturaklı bir üslupla anlatıyor. Araya, hiç gerekmediği halde, bazı Ortaçağ şövalyelerinin destanlarını da koymuş. Bir iki çoban şiirini de eklemeden yapamamış. Anlattığına göre, Kutlug, bir çoban kızına âşık oluyor ve Farsus’la birlikte zamanın modasına uygun bir şarkı yazıyorlar. Bu şarkıyı Lebedus’un uydurduğu muhakkak. Cinsel duyguları şiddetli olan iki kaba delikanlının kurallara uygun romantik şiir yazmaları, hikâyenin ilk satırlarındaki gerçekçi gidişe uymuyor. Bütün günlerini toprakla uğraşarak geçiren iki kardeşten, aşağıdaki mısraları yazmış olmalarını nasıl bekleyebiliriz: Çoban kızı, çoban kızı. Neden bana bakmadın? Saçlarına neden lotus çiçeği takmadın? Beyaz güller ayağını incitiyor, basma sen. Gün Tanrısı âşık sana, güzel Aspersen. Bana acı, bana acı. Acıtma saf kalbimi, Buruşturdun, parçaladın (insaf) kalbimi... vs vs. Oysa, bugüne kadar çocukları korkutmaktan başka bir işe yaramamış olan bu iki kardeşe, aşağıdaki dörtlükler daha uygun düşüyor (ninni yapılırken müstehcen kısımlar çıkarılmış): Ninni yavrum bebeğime Kirler dolar göbeğime Dandin vurma erkeğime Dandini Dandini Dasdana Çıplak uzanmış Dasdana Kız gelmiş anadan doğma Yatacakları sırada Danalar girmiş bostana Dasdana’da bu hırs varken Bostanda kızla yatarken Bağırmış babası birden “Kov bostancı danayı” Dasdana kızmış köpürmüş Gitmiş Hartug’u öldürmüş Danayı kovarken gülmüş: “Yemesin lahanayı.” Bu cinayete Dandini’nin de ortak olduğu söyleniyor. Son mısradaki lahananın (çocukların lahanadan doğduğuna inanıldığına göre) vajinayla bir ilişkisi olduğunu sanıyorum.
Sayfa 169
·
1 artı 1'leme
·
115 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.