Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

330 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Kayıtsızlık Durumu Katıksız Özgürleşme
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin Hikayesi
, nev-i şahsına münhasır bir adam olan ve kendisini kitaplarının dünyasına bırakan Ahmet isimli karakterin, İstanbul'un kaosundan kaçtığı Karadeniz'in kıyısında yer alan bir kasaba olan Podima'da yaşanan bir cinayet ile başlamaktadır. Romanın bir cinayetle başlıyor olması bizde polisiye roman beklentisi oluşturuyor ve bu beklenti de asıl olaya girilene kadar (başlangıç demeye bin şahit ister çünkü biraz uzun tutuyor burayı.) da devam ediyor. Asıl olayımız bu cinayet olayı değil dediğim gibi. Asıl olay bir aşkın hikayesidir. Mehmet ile Olga aşkının hikâyesi. İşte Mehmet'in Rusya' da başlayan yürek burkan aşk hikâyesi bu cinayet olayını arka plana itmektedir. Hatta cinayeti bir zaman sonra unutabiliyorsunuz bile o denli. Bizler de bu hikâyeyi Ahmet'in kendisinden öğreniyoruz. Ahmet de insanların günlük hayatta anlatmış oldukları olayların, hikâyelerin aslında nerede gerçek nerede kurgu olduğunu bilemememiz üzerine yaptığı çarpıcı ve etkileyici konuşmaları ile de kendisinin anlatmış olduğu kardeşinin hikâyesinin bizde nerede gerçek nerede kurgu olduğu sorusunu yaratıp bizleri düşündürmeye sevk ederek direktif vermiş gibi oluyor. "Siz konuştuğunuz herkesin nereye kadar hikâye anlattığını, nereden sonra gerçeği söylediğini biliyor musunuz?" "Çünkü herkesin anlattıklarının bir kısmı kurgudur, kiminde daha az, kiminde daha çok." Ruhu, yaşadıklarından ötürü ölmüş birinin hikâyesidir Kardeşimin Hikâyesi. Acıya, mutluluğa, sevince, öfkeye karşı duyarsızlaşmanın hikâyesi. Dünyadan soyutlanmanın ve ruhun bedenden önce çürümesinin hikâyesidir Kardeşimin Hikâyesi. "Ama inan bana, insanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür." Peki nedir buna sebep olan, bir insanı yaşarken ölmeye sevk eden bu koca yıkım ne ola ki? Dünyanın en tehlikeli hissi dedirtecek kadar kötü olan bu his ne olabilirdi? Tabii ki de aşk. "Aşk dünyadaki en tehlikeli, en öldürücü duygudur." "Birine âşık olmak, gözü bağlı olarak, bir uçurumun kıyısında yürümek demektir. Başına neler geleceğini hiçbir zaman bilemezsin. Sonu ölüm de olabilir, cinayet de, intihar da." Kendisini aşk uğruna böylesine kaybetmiş bir insan bu durumdan kurtulabilmek için ne yapmalı? Bulunduğu yeri terk ederek kurtulabilir mi tüm bu düşüncelerinden ve yaşadıklarından? Yanıtımız: Tabii ki hayır. "Denizler ötesine giden kişi yalnızca iklimi değiştirmiş olur, aklını değil." "O halde çözüm nedir?" sorusu beliriyor kafamızda. Ahmet, çözüm 'unutmak' diyor, hayata devam edebilmenin tek çözümü unutmak. Öteki türlü mümkün değil gibi görüyor. "Evet, insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı." Peki öyle ben unutmak istiyorum ve unuttum deyince unutabiliyor muydu insan? Mesela Mehmet unutabilmiş miydi her şeyi? Ya da kendisini mi kandırıyordu unutmuş gözükerek? Bütün bu soruların cevabını sizler de benim gibi kitabın sonunda alacaksınız. Zaten kitabı bu denli etkili kılan da sonuydu. Yazar adeta üstten bir taş çekerek bütün bir kuleyi yıkmış, zemini derinden sarsmıştı, böyle bir son yaratarak. Ve bu sona dayanarak da eğer kitabı ikinci bir kez daha okursak belki de Ahmet'in ağzından çıkan her cümleyi daha manidar bulabileceğimize inanıyorum. Hatta şimdi bile (ikinci kez okumadan da) zihninizde Ahmet'in ağzından çıkan birkaç cümle belirip bunlardan farklı anlamlar çıkarabilmişsinizdir. Örneğin Ahmet'in sabah uyanırken gördüğü sanrılara kitabın sonunda anlamlar verebileceksiniz. Çarpıcı bir son sizi bekliyor, diyorum ve de kitabın kapağına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Zira kapakta yer alan yüzleri bir örtüyle kapatılmış olan iki aşık var. Bunun da ne anlama geldiğini sizler de az çok tahmin edersiniz diyorum ve yine her zamanki gibi yazımı birkaç alıntı ile bitirmek istiyorum. Keyifli okumalar dilerim... "Başka bir şey geldi başına intihar bile edemeyecek kadar kötü bir şey." "İyi ki adını Ahmet koymuşlar! Mehmet olsaydın yanmıştın." --------------------------------------------------------------------------------- Herkesin bir umudu vardır, Bir savaşı, bir kaybedişi, Bir acısı, bir yalnızlığı Bir hüznü... Çünkü herkesin bir gideni vardır, İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
Turgut Uyar
Turgut Uyar
(Bu da benden olsun :))
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,1bin okunma
··
183 görüntüleme
ADNAN okurunun profil resmi
Okurken çok duygulanmış olduğum bir kitap
Meryem Bozdemir okurunun profil resmi
Livaneli bunu her seferinde başarıyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.