Her diktatör, çocukluğunda yaşadığı acıları inkar eder ve megalomanisine teslim olarak onları unutmaya çalışır. Ancak bireyin bilinçdışı, bedeninin hücrelerine yaşam öyküsünü tamamıyla kaydettiğinden, bir noktada bireyi gerçekle yüzleştirir. Emrindeki muazzam maddi kaynaklara
rağmen, Saddam, bir çocuk olarak her türlü desteğin kendisinden esirgendiği ve gerçek bir korunma sağlayamayacak çok tehlikeli bir yere, doğduğu yere yakın bir yere sığınmıştı. Saklanmak için bu yeri seçmesi, çocukluğunun bu umutsuz halini yansıtır ve tekrar dürtüsünün ne kadar
güçlü olduğunu açıkça ortaya koyar. Çocukluğuna bu dönüş, hiçbir kaçma şansının olmadığı bir yere dönüştü.