Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ahmed Rasim'le bir defa karşılaştım. Heybeliada'da deniz kıyısında bir meyhanede sabah rakısını içiyordu. Senelerden beri içimde birikmiş duyguları söylemek istedim. Kızarmış ve bulanık gözlerle bana baktı. Ve büsbütün başka şeylerden bahsetti. Yalnız bir ara beni dinler gibi oldu ve hemen arkasından: "Bestenigârımı sever misiniz?” diye sordu. Biraz şaşırmakla beraber "Hem de çok..." dedim. Bilmem şaşırmağa hakkım var mıydı? Ben muharriri aramıştım karşıma musikîşinas çıkmıştı. Műverrih de çıkabilirdi. Bestenigar'ın hikâyesi eski hayatımızın bütün bir tarafıdır. Ahmed Rasim Abdülhamid devrinin meşhur merkez kumandanı Sadullah Paşa'nın Çemberlitaş'ta şimdi Evkaf Müdürlüğü olan konağında cariyelere gençliğinde musikî dersi veriyordu. Bu cariyeler arasında şairin çok beğendiği, güzelliği kadar istidadına da hayran olduğu Nigâr isminde çok güzel bir genç kız veremden ölür. İşte: Ben böyle gönüller yakıcı bestenigârım diye başlayan bu manzume, bestesi ile beraber bu genç kıza mersiyedir. Dedenin hissî hayatımızda bir dönüm yeri olan, kızının ölümü için yazdığı çok meşhur mersiye bestesinden sonra başlayan modada bu küçük beste en güzellerinden biridir.
Sayfa 129
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.