Bu aşırı derecedeki neşesini sordum, cevaben dedi ki:
- Bizim berber Hacı Molla’yı bilirsin. Kedisi doğurmuş, hem de pamuk gibi beyaz ve sevimli pek sevimli bir yavru.
Hayretle:
- Af buyurunuz azizim. Hacı Molla’nın Pamuk kedisinin doğuruşundan bu derece sevinmenizin sebebini kestiremiyorum.
- Halbuki mesele pek basit. Pamuk’un sağ ve Salim doğum yapması münasebetiyle biz de bugün şenlik yapacağız.
…
- … Nihayet yavrunun ismini “Zararsız” koyduk.
Tebessümle:
- Ve şenlik kararlaştırıldı, bir kedi yavrusu…
- Azizim, insanlar mantığı ne dediklerini ayırt etmek için değil, her dediklerini mantığa uydurmak için icat etmişler. Şimdi sana desem ki falanca kralın oğlu dünyaya gelmiş, o millet şenlik yapıyor. Bu sözlere hiç şaşırmaz ve belki de bunu pek doğal bulursun. Fakat bir kere düşün, düşün ki:
Evvela çocuğun yaşayıp yaşamayacağı bilinmez;
İkincisi, iyi adam olup olmayacağı bilinmez;
Üçüncüsü, insan olduğu için iyiden ziyade kötüye meyledeceği pek muhtemel;
Dördüncüsü, kral oğlu olduğu için kibirli, zorba, bencil ve … biraz cahil olması da öngörülebilir. Şimdi şu özelliklere sahip olan bir çocuk için bir şenlik yapılışına ses çıkarmazken, Zararsız’ın aleme ayak basması iki kişinin sevincine değmez mi?