Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

çünkü sadece oluşmakta olan, aşkın gerçekliğidir; o gerçekliği ilkbahardaymış gibi filizlenen ve açan her şeyde, her çimende, her çiçekte, gelişip serpilen her genç canlıda, fakat herhalde en yoğun olarak çocukta ararız, henüz oluşmamış kaderin, uğruna el değmemiş ne varsa yakınlık gösterdiğimiz biçimlenme isteğini varsayarak, var olanda oluşmakta olanı varsayarak, genç delikanlıda erkeğin biçim verme gücünü varsayarak; ah, Plotia, olsaydı aşk diye bir şey ve o aşkın ayrım yapabilen gücü rastlantıdan kaynaklanabilen tüm coşkulardan arınmış olarak aşkın en hakiki teminatını verebilseydi, o zaman bizim nasibimize de işte bu oluşmakta olan kader düşerdi, ondan sonra aşk, oluşumu ve varlığı bağlamında, hatırlamamanın en derin noktasına iniş ve yeniden her şeyi hatırlayışa tekrar yükseliş anlamında, hiçliğe varan bir siliniş ve hiç değişmeyene tekrar geri dönüş anlamında, kaderin ta kendisi olurdu; eğer aşk çimen, çiçek ve çocuk olarak, bunlar nasıl iseler hep öyle oluşları anlamında, değişmeden kalabilse ve buna rağmen yine de aşka dönüşebilseydi, aşkın altın dalının, o bulunamayan dalın parıltılarına boğulabilseydi
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.