Gönderi

Davulcu Mezalimi(!?)
Saat 01.00'de davul çalmaya başlayan davulcular bu işi imsağa bir saat kalaya kadar sürdürüyorlar. Saat 01.00'de kim neden kalksın sahura? Sahurunu akşamdan yapıp o saatte henüz yatmış olanlar mı dersiniz yoksa sahura imsağa bir saat kala kalkmayı planladığı halde davulcu mezaliminden uykusuz kalanlar mı dersiniz; bu durumdan şikayetçi bir hayli insan var. Üstelik bunlar inançsız ve dolayısıyla oruç tutmayan kimseler de değil... Üstüne Ramazan bayramı arifesinde eline davul alan daha önce hiç görmediğiniz bazı tiplerin de bir emrivakiyle kapı kapı bahşiş toplaması durumu var ki yazarken bile onlar adına ben utandım. Ritimsiz, manisiz sadece gürültüden ibaret olan davul çalma eylemlerinden bahsetmiyorum bile... Diğer yandan hastalık durumundan dolayı oruç tutamayan, o saatte küçük çocuğu uyuyan anneler, sabah erkenden işe gitmek zorunda olduğu için akşamdan sahur yapmış olan müslümanlar, inançsız vatandaşlar, farklı dinlere mensup insanlar da var. Bunların hepsi düşünülerek dini bir vecibe olmayan sadece bir gelenek olarak var olan bu uygulamadan artık vaz mı geçsek acaba? Yahut daha pratik faydası olan bir şekle mi dönüştürsek? Mesela Ramazan'ın başında ve sonunda; ramazanın başladığını ve bittiğini temsilen çalabiliriz. İhtiyar nüfusun yoğun olduğu bölgelerde (taşralarda) talep doğrultusunda bu uygulama elbette kalabilir ancak şehir kültüründe pek bir anlamı yok artık. Zira bugünün dünyası telefon merkezli. Daha basit şekilde saat alarmı diye bir şey de var. Herkes istediği saatte alarm ile uyanabiliyor artık. Bu dinin, Medine'de, Medine vesikası ile insani olmayan geleneklere karşı bir reform hareketi olarak; kendinden olan ve olmayanları kabul eden bir anlayışla medeniyet menbağı yaratarak kurulmuş olduğu düşünülürse; bugün onu değişmez geleneklere sahip kurumsal bir yapıya dönüştürmek, en başta islam dininin kendisine bir ihanettir. Dolayısıyla onu her zaman pratik hayatı içselleştirmiş ve her uygulaması ile nezaket ve empatiyi özümsemiş bir formda idrak etmek mecburiyetindeyiz. Son olarak kapanışı; gereksiz duyar kasmalarına peşin bir cevap olarak, dindarlığı dindarlardan daha iyi anlamış olan Nietzsche'nin şöyle bir sözüyle yapmak istiyorum: "Dindarlığınızı Tanrı'ya ispat edin, bana insanlığınız lazım..."
··
2 artı 1'leme
·
430 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.