Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Pupa Hava, fantastik öykü ( 9.Kısım )
Kız, kaçar. Orada yanlış olan, doğru olmayan bir şeyler vardır. Tamamen çarpık bir şeyler. Bu, doğaya karşı gelmektir. Kız, bunu anlar. Little People’ın ne istediğini anlayamaz. Fakat pupanın içindeki kendi görüntüsü, kızı tedirgin eder. Yaşayan, hareket eden kendi kopyasıyla birlikte yaşamak. Öyle bir şeyi yapamayacaktır. Buradan kaçmam gerek. Hem de mümkün olduğu kadar çabuk. Douta uyanmadan önce. Gökyüzünde iki ay çıkmadan önce. Toplulukta bireylerin para taşıması yasaktır. Fakat babası kıza gizlice 10 bin yen ve biraz bozuk para vermiştir. “Kimse görmeyecek şekilde sakla” der kızına. Sonra adres, isim ve telefon numarası yazılı bir kâğıt verir. “Buradan kaçman gerekirse bu parayla bilet satın alıp trene bin, bu adrese git.” Babası zaman içerisinde toplulukta, hoş olmayan bir şeylerin ortaya çıkabileceğini düşünmektedir belki de. Kız, tereddüt etmez. Sonraki hareketleri müthiş hızlıdır. Anne babasına veda etme zamanı bile bulamaz. Kız, toprağa gömdüğü kavanozdan 10 bin yeni, bozuk paraları ve kâğıt parçasını alır. İlkokuldaki bir ders sırasında, kendini iyi hissetmediğini, revire gideceğini söyleyerek sınıftan çıkar, öylece okuldan ayrılır. Gelen ilk otobüse binip istasyona gider. Gişede 10 bin yeni verip Takao İstasyonu’na bilet alır. Paranın üstünü de alır. Bilet satın almak, para üstü almak, trene binmek, doğduğundan beri ilk kez yaptığı şeylerdir. Fakat nasıl yapacağını, babasından ayrıntılarıyla dinlemiştir ve ne şekilde hareket etmesi gerektiğini kafasına yazmıştır. Kız, kâğıt parçasında yazıldığı gibi Çuo Hattı’nın Takao İstasyonu’nda trenden iner, öğrendiği numarayı umumi telefondan arar. Telefon açtığı kişi, babasının eski bir arkadaşı olan Japon ressamdır. Babasından on yaş kadar büyüktür, ama kızı ile birlikte Takao Dağı yakınlarında dağlık bir yerde yaşamaktadır. Karısı bir süre önce ölmüştür, Kurumi adındaki kızı, başkahraman kızdan bir yaş küçüktür. Adam telefon üzerine hemen istasyona gelerek, topluluktan kaçan kızı sıcak bir şekilde karşılar. Kız, ressamın evine kabul edildikten sonraki gün odasının penceresinden gökyüzüne bakar. Gökyüzünde iki ay olduğunu keşfeder. Her zamanki ayın yakınında, daha küçük ikinci bir ay vardır. Çimlenmek üzere olan bir fasulye gibi durmaktadır. Douta uyandı, diye düşünür kız. İki ay, yüreğinin gölgesini yansıtmaya başlamıştır. Kız korkudan titrer. Dünya değişmiştir ve bir şeyler olmak üzeredir. Ailesinden haber alınamaz. Topluluktaki insanlar, kızın kaçtığının farkına varmamış olabilir. Çünkü kızın kopyası olan douta geride kalmıştır ne de olsa. Görünüş itibariyle tıpatıp aynı olduğundan, normal insanlar ikisinin arasındaki farkı anlayamazlar. Fakat kızın anne babası, douta’nın kızları olmadığını, kopyasından öteye geçmediğini elbette anlayacaklardır. Gerçek kızlarının onu kendi yerine bırakıp topluluktan kaçtığını da. Nereye gittiğini de. Gidebileceği tek yer vardır. Yine de ailesinden bir kez bile haber gelmez. Bu, kaçtığın yerde kal, anlamında anne babasından gelen sessiz bir mesaj da olabilir. Kız okula bir gider, bir gitmez. Yeni dış dünya, kızın büyüdüğü topluluğun dünyasından fazlasıyla farklıdır. Kurallar farklıdır, amaç farklıdır, kullanılan dil farklıdır. Bu yüzden bir türlü orada arkadaş edinemez. Okul yaşantısına alışamaz. Fakat ortaokulda bir erkek çocuğuyla samimi olur. Oğlanın adı Toru’dur. Toru, küçük ve zayıftır. Yüzünde maymun gibi birkaç derin kırışık vardır. Küçükken ağır bir hastalık geçirdiğinden, sert sporlara katılamaz. Belkemiği de bir parça eğridir. Dinlenme saatlerinde herkesten uzakta hep tek başına kitap okumaktadır. Arkadaşı yoktur. Küçüktür ve çirkindir. Kız, öğle tatilinde oğlanın yanına oturup onunla konuşmaya çalışır. Okuduğu kitapla ilgili sorular sorar. Oğlan okuduğu kitabı sesli olarak ona da okur. Kız, oğlanın sesini sevmiştir. İnce, çatallanan bir sestir, ama kız net olarak duyabilmektedir. O sesle okunan öykü, kızın içini rahatlatır. Toru, düzyazıyı sanki şiir okur gibi güzel güzel okumaktadır. Kız, öğle tatillerini hep onunla birlikte geçirmeye başlar. Onun okuduğu öyküye dikkatle kulak verir. Fakat çok geçmeden Toru’yu yitirir. Little People, oğlanı kızdan almıştır. Bir gece Toru’nun odasında pupa beliriverir. Toru uyurken Little People o pupayı günden güne büyütmüştür. Little People rüya yoluyla her gece o görüntüyü kıza da gösterir. Fakat kız bu çalışmayı durduramaz. Pupa nihayet yeterli büyüklüğe gelir ve diklemesine yarılır. Tıpkı kızda olduğu gibi. Fakat o pupanın içinde büyük ve siyah üç yılan vardır. Üç yılan, birbirlerine iyice dolanmış, hiç kimsenin, belki onların bile çözemeyeceği haldedir. Üç başlı, vıcık vıcık, başı nerde sonu nerde belirsiz bir yumak gibi görünmektedir. Yılanlar özgür kalamadıkları için feci halde öfkelidir. Birbirlerinden ayrılmak için canla başla kıvrandıkça daha da kötü yumak olurlar. Little People bu yılanları kıza gösterir. Toru adlı oğlan, bu canlıların yanında hiçbir şey bilmeden uyumaktadır. Bu, yalnızca kızın görebileceği bir şeydir. Birkaç gün sonra oğlan aniden hastalanır ve uzak bir tedavi merkezine gönderilir. Bunun nasıl bir hastalık olduğu açıklanmaz. Hastalığı her ne ise, Toru muhtemelen okula bir daha dönmeyecektir. Artık onu yitirmiştir. Bunun Little People’dan gelen bir mesaj olduğunu kız anlar. Onlar maza olan kıza doğrudan bir şey yapamazlar. Onun yerine çevresindeki insanlara zarar verip mahvedebilirler. Bunu herkese yapamamaktadırlar. Bunun kanıtı kızın hamisi olan Japon ressam ve onun kızı Kurumi’dir. Onlara bir şey yapamazlar. En zayıf olanı yem olarak seçerler. Oğlanın bilincinin derinliklerinden üç kara yılanı çekip çıkartmış, uyandırmışlardır. Oğlanı mahvetmek yoluyla kızı uyarıp, kızın douta’nın yanına dönmesini sağlamaya çalışmaktadırlar. Böyle olması aslında senin yüzünden, demeye çalışıyorlardır. Kız yeniden yalnız kalır. Artık okula da gitmemeye başlar. Birileriyle samimi olmak, o kişiyi tehlikeye atmak anlamına gelecektir. İki ayın altında yaşamak bu anlama gelmektedir. Kız bunu anlar. Kız nihayet kararını vererek kendi pupasını yapmaya başlar. Kız bunu yapabilmektedir. Little People, koridoru geçerek kendi yerlerinden geldiklerini söylemişlerdir. Öyleyse kendisi de koridoru tersine kullanarak o yere gidebilmelidir. Oraya giderse neden kendisinin burada olduğunu, maza ve douta’nın ne anlama geldiğini, bunun sırrını açığa çıkartabilecektir. Belki yitirdiği Toru’yu kurtarmayı da başarabilecektir. Kız koridoru yapmaya başlar. Havadan iplikleri çeker. Pupayı örmesi yeterli olacaktır. Zaman alır. Fakat tek sorun zaman harcamaksa bunu yapacaktır. Yine de arada sırada kızın kafası karışır, bir şey anlayamaz hale gelir. Ben gerçekten maza mıyım acaba? Bir yerlerde douta ile değiştirilmiş olabilir miyim? Düşündükçe emin olamaz hale gelir. Gerçek olduğumu nasıl ispatlayabilirim acaba?
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.