Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Esasen her türlü tarikat, mensuplarını aldatma üstüne kurulur. İnsanların idrak kabiliyetleri farklı farklıdır. Onları idare etmek isteyen biri bu kabiliyetlerin sınırlarını tespit ederek dikkate almaya mecburdur. Kalabalıklar peygamberlerden mucize istediler. İtibar sağlayabilmek için peygamberler kendilerinden istenileni yapmak zorundaydılar. Bilinç seviyesi ne kadar düşerse fanatiklik de o ölçüde artar. Kısacası ben insanlığı iki temel gruba ayırırım. Birinci grupta neyin ne olduğunu bilen bir avuç insan vardır. Diğer guruptaysa hiçbir şeyin farkında olmayan kitleler. Birinci grup liderlik etmek ikinci grupsa onları izlemekle yükümlüdür. Birinci gruptakiler anne babalara ikinci gruptakiler de çocuklara benzer. İlki hakikate asla ulaşılamayacağını bilir. İkinciyse ellerini uzatarak hakikate koştuğunu sanır. Bu durumda ilk gruptakilerin diğerlerinin zihinlerini masallarla hayal ürünü hikayelerle doldurmaktan başka çaresi var mıdır? Yalan söyleyip kandırmaktan başka ne gelir elinden? Üstelik bunu ikinci gruptakilere merhamet dolu hislerle yaparlar. Eğer kitleleri anlayamadıkları ve hiçbir zaman da anlamayı başaramayacakları hedeflere ulaştırmak için oyunlar oynayıp, kandırmacalar sergilemek kaçınılmazsa mükemmel bir teşkilat kurmak için bu imkandan faydalanmanın nesi yanlıştır? Yunan filozofu Empodokles örneğini hatırlayın. Daha hayattayken talebeleri tarafından ilahi bir kişilik olarak görülüyordu. Ömrünün sonuna yaklaştığını hissedince bir yanardağa tırmanıp kendini kraterin içine bıraktı. Çünkü ölmeden önce cennete alınacağına dair bir kehanette bulunmuştu. Ama kraterin kenannda sandaletini düşürdü. Eğer o sandalet bulunmamış olsaydı günümüzde bile onun ölmeden önce cennete alındığına inanlar olurdu. Bu konu üzerinde etraflıca düşünürsek onun bunu kişisel çıkar güderek yapmadığı sonucuna erişiriz. Öldükten sonra talebelerinin onun cennete yükseldiğine inanmaları ona ne gibi bir fayda sağlayabilirdi ki? Bu konuda onun ölümsüzlüğüne inanan talebelerini hayal kınklığına uğratmama hassasiyeti sergilediği kanaatindeyim. Talebelerinin kendisinden yalanlar dinlemeye alıştıklarını biliyordu. Onlan üzmek istememişti."
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.