Su da kurşuni... ve soğuk. Akıyor mu akmıyor mu, belli değil; kımıltısız boş evler ve kirli sarı renkteki dükkân dizileriyle birlikte derin bir uykuda sanki. Güneş solgunca da olsa bulutların arasından kendini gösterdiğinde çevrede her şey bir parça aydınlanıyor; gök, adeta kurşuni bir kumaş gibi suyun üzerine serilmiş; kayığımız iki gök arasında asılı kalmış gibi. Oldukları yerde hafifçe yükselen taş yapılar da belli belirsiz Volga'ya ve Oka'ya doğru yüzer gibiler. Kayığımızın çevresinde fıçı, sandık, sepet parçaları, ot, çöp geziniyor. Bazen ölü bir yılanı andıran çatı tahtaları ya da odun parçaları süzülüyor yanımızdan.