Allah Rasulü bir gün ashabı ile birlikte
bulunurken bir kadın yanına gelmiş ve
mehirsiz olarak O'nunla evlenmek istediğini
bildirmişti. Peygamberimiz [sallallahu aleyhi
ve sellem] kadına baktı, sonra tekrar başını
önüne eğdi, kadın onun evlenme konusunda
bir hükme varmadığını görünce bir kenara
oturdu. Sahabeden biri ayağa kalkarak:
- "Ey Allah'ın Resûlü! Eğer siz onunla
evlenmek istemiyorsanız benimle evlendirin"
dedi.
Peygamber Efendimiz, adama; kadına
verecek bir şeyinin olup olmadığını sordu,
olumsuz cevap alınca da:
"Git, bir ailene bak. Belki bir şeyler
bulursun" dedi.
Adam gitti ve eli boş döndü. Resûlullah:
"Bak, demirden bir halka da olsa olur"
dedi.
Adam gidip aradı yine eli boş döndü ve:
"Demirden bir halka yüzüğüm de yok,
yalnızca üzerimdeki alt giysim (izarım/peştemalim) var" dedi. (Adamcağızın
üst giysisi bile yoktu). Peygamber Efendimiz:
-
- "Alt giysini nasıl vereceksin; sen giysen o
giyemez, o giyse sen çıplak kalırsın" dedi.
Adam yerine geçip oturdu, aradan uzunca
bir süre geçince de ümidini keserek kalkıp
gitmeye yöneldi. Peygamber Efendimiz onu
geri çağırtarak Kur'ân-ı Kerim'den ezbere
bildiği kısımların olup olmadığını sordu,
birkaç sureyi ezbere bildiğini öğrenince de
şöyle buyurdu:
"Haydi al da git, bildiğin surelere karşı bunu
sana veriyorum.”
Buhârî, Mevâkîtü's-Salât, 5, Cihâd 1, Edeb 1,
Tevhîd 48; Müslim, İmân 137 (85)Kitabı okudu