Yeni sözler söylememesi bile müziği en iyi teselli kılmaya yeter.
Müzik söze eklenmiş olsa da, onun kendi büyüsü ağır basar ve sözün tehlikesini siler. Müziğin en arı olduğu zaman ise, kendi kendisi için çaldığı zamandır. Müziğe koşulsuz inanılır, çünkü onunkisi, duygulardan kaynaklanan güvencelerdendir. Akışı, bu bağlamda insanoğlunun başkaca yaratabildiklerinden çok daha özgürdür ve kurtuluş, bu özgürlüktedir. Yeryüzü kalabalıklaştıkça ve yaşam mekanikleştikçe, müziğe duyulan gereksinim daha da artacaktır. Bir zaman gelecek, insanoğlu ancak müziğin sayesinde işlevlerin oluşturduğu ağın daracık deliklerinden geçebilecek: bu nedenle, müziği güçlü ve el değmemiş bir özgürlük dağarcığı niteliğiyle korumak, gelecekteki düşünsel yaşamın en önemli görevi olmalıdır. Müzik, elimizde onun dışında yalnızca ölü bölümlerinin bulunduğu insanlık tarihinin gerçekten yaşayan yanıdır.
Ondan bir şeyler almaya gerek yoktur, çünkü müzik zaten hep içimizdedir: onu yalnızca dinlemek, yeterlidir, yoksa öğrenmek boşuna olur.