Bütün büyük politikacılar gibi Attila da savaşı sevmedi. Ona hayvanca ve kolay bir yol gibi geliyordu. Bu, ona, dehaya sahip olmayan kralların başvurduğu bir yolmuş gibi geliyordu. Kendisine savaş açılınca bunu kabul ediyordu. Fakat, bizzat kendisi, bütün pasif yolları ve diplomasinin bütün kurnazlıklarını denedikten sonra buna başvuruyordu. Savaşta hiçbir zaman yer almıyor, saldırıları yönetiyor ve uzaktan birliklerinin ilerlemesini emrediyordu. Sadece öldürmeyi veya öldürtmeyi düşünen insanlara büyük bir kin duyuyordu. Bu, hayvanca, akıldan yoksun ve genellikle kazançsız bir sapmaydı.