Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Wagner’in 1883 yılındaki ölümü ile sadece “ölümcül hakaret”in yarası tekrar açılmakla kalmayıp, çoktan toprağa gömülmüş olan bir talep tekrar gün ışığına çıkmıştı. “Karşısında kendimi savunmam gereken kişi," diye yazıyordu Nietzsche Köselitz’e, “son olarak yaşlı Wagner’di; gerçek. Wagner’e gelince, doğrusu onun mirasçısı olmak isterim”. Nietzsche’nin müzisyen yardımcısı Köselitz de bu gelişmeden faydalanacak, o zamana dek değeri anlaşılamamış olan Venedik Aslanı adlı bestesi kısa sürede büyük başarılar kazanacaktı. “Artık her şey mümkün” diye kehanet ediyordu Nietzsche hayalperest bir sevinçle, “mesela sizi dinlemek için Bayreuth’taki ‘tapmakta’ oturmak gibi” - Köselitz’in Aslan'ı, Wagner’in Parsifal’ine karşı. Bu da Nietzsche’nin “Mutlu Adalar”da bir felsefe okulu kurmak gibi, en büyük hayallerinden biriydi. Artık öksüz kalmış olan Bayreuth, onun için adeta rüyasında gördüğü “sevgilisi tarafından terk edilmiş prensesin, yani Cosima’nın üzüntü ve bitkinlikten uyuyakaldığı Naksos kumsalı”na dönüşmüştü.
Sayfa 196
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.