Roman bir psikiyatrın rüyasında Butimar isimli bir kadını görmesiyle başlıyor. Daha sonra tedavi olmak için gelen hastası ona büyük amcasının bir mektubunu ve amcasının sevdiği kız Butimar'ın fotoğrafını verince olaylar başlıyor. Burdan sonrası büyük amcası Yusuf'u anlatıyor.
Ermenistan'da yaşayan Yusuf, rüyasında gördüğü Butimar'ı Revan'da (Erivan) görünce aşık oluyor ve kaçırıyor. Arkadaşı Behzat ile aslında mutevazi bir hayat süren Yusuf zaman geçtikçe değişiyor. Mutlu bir hayat yasama arzusuyla başladığı simya bilimi onun hayatında önem verdiği her şeyin hatta Butimar'ın bile önüne geçiyor.
İnsanların hırsları uğruna gözünün bu kadar dönmesini hayretle okuduğum anlar oldu. Gerçekte de böyle değil miydi? Mutluluğumuz için bir araç olarak gördüklerimiz birden amaca dönüşürse hayatımızda neler değişir düşünüyor muyuz acaba?