Kendine inanmayı bırakıp başkalarına inanmaya başlamasının nedeni, kişinin kendine inanarak yaşamasının son derece güç olmasıydı: Kendine inanarak yaşayabilmesi için kişinin bütün sorunları, küçük hazlar peşindeki yaşayan ‘ben’in istediği gibi değil, hatta çoğunlukla onun isteğinin tam tersine çözümlemesi gerekir. Öte yandan başkalarına inanırsa çözümleyeceği hiçbir şey yoktur. Her şey çözümlenmiştir. Hem de yaşayan ‘ben’in istediği gibi. Dahası var, kendine inanarak yaşarken çevresindeki insanların eleştirileriyle karşı karşıya kalıyordu hep. Oysa başkalarına inanmaya başlayalı beri herkes övüyordu onu.”
Suçlu mu kim? Hiç kimse, savcıya sorun, suçlu validir diyecektir; valiye sorun, savcıya yükleyecektir suçu. Hiç kimsenin suçu yoktur.”