başarılı bir otobiyografik romandı fakat bazı yerlerde -özellikle rusya’nın iç siyasetinin anlatıldığı- okurken sıkıldığım ve atladığım oldu. otobiyografik bir roman olduğundan içerisindeki her bir bilgi hakikat içerdiği için sözkonusu dönemde yaşanılanlar bizzat bireyin bakış açısı tarafından yazılmış olup akıcı bir dille birleştirilmiştir.
Herkes Şevket Süreyya denince övgülere boğuyor -haklılar- ancak kitabın çoğunluğunda Çin-Rusya-Avrupa diplomasisi ve iç düzeyinden bahsedip okuru anlatıma boğuyor, bundan kimse bahsetmemiş sadece sen bahsetmişsin teşekkürler.
Mesela Çin ve Rusya’dan bahsedildiği kadar Cumhuriyetin kurulusu ve ülkeden de ufak anlatımlar yapılabilirdi, veya Turan ile ilgili anektotlar verilebilirdi
yazar ilk başlarda - yüce Nihal Atsız benzeri - Turancı bir ideoloji ile yoluna başlayıp sonralarda mefkûresinin çokça değiştiğinden söz etmişti. bundan sebeple yaklaşık yüz - yüz elli sayfa boyunca Turan hakkında az çok bilgi veya haşiyelere değindiğinden söz edebilirim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.