Freud canlı organizmanın enerjinin sabitlik ilkesiyle uyum içinde tüm uyarımların neden olduğu gerilimi ortadan kaldırmayı hedeflemesinin ruhsal yaşamdaki karşılığının haz olduğunu belirtmiştir. Bu ona göre ruhsallığın temelini oluşturur. Ancak haz ilkesi, karşısında gerçeklik ilkesini bulur ki, bu ruhsallığı gerçekleştirilebilir ve gerçekleştirilemez olanları birbirinden ayırmaya, hedefin gerçekleştirilmesi için stratejiler geliştirmeye zorlar. Bu da hazzın kimi zaman geciktirilmesi sonucunu doğurur, diğer bir deyişle ruhsallık dış dünyanın gerçekliğini göz önüne almak zorunda kalır.