Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
“Yoldaki Mühendis” Üzerine
Otobiyografi türünde olan bu kitabı okumaya başladığımda dikkatimi çeken, yazarın esir düşen bir mücahit olarak bu kitabı kaleme alması ve hakkında tam tamına 67 kez müebbet ve 5200 sene hapis cezası bulunması oldu. Verilen bu bilgiyle kitaba olan ilgim daha da arttı. “Yazarın Önsözü” bölümünde yazar, bu kitabı neden yazdığının cevabını veriyor. Kitapta hep biriciği ve koruyucu meleği olarak bahsettiği kızı Tâlâ’nın “Kimsin sen ve neden sen?” sorularına bir cevap niteliği taşıdığını öğreniyoruz kitabın. Kuveyt‘te başlayan ve Ürdün‘le devam eden hayat hikayesine, bir de Güney Kore macerası ekleniyor. Hatta yazarımız orada bir evlilik de yapıyor ancak daha sonra boşanıyor. Hayatında gördüğü en güzel, en tatlı ve en masum gözlere aşık oluyor ve ikinci evliliğini Filistinli bir kadınla yapıyor. Kitap boyunca Abdullah Bergusi’nin zekasına, yaratıcılığına ve azmine hayran kalıyorsunuz. Çocukluğundan beri Filistin’i kendine dert edinmiş bir adama tanıklık ediyorsunuz. Kendisine emanet edilen bir çantayla başlayan Kassam askeri olma yolculuğu, planlar, operasyonlar, şehadet operasyonları (intihar bombacılığı), vb. devam ederken esaretle -şimdilik- sonlanıyor. Yazarın bir insanın kendisini patlatmasının şehitlik mi yoksa katillik mi olduğunu sorguladığı yerlere de rastlıyoruz. Bu sorunun cevabından emin olmasa da bu “şehadet operasyonlarına” devam etmesi benim kitapta hoşlanmadığım yerlerden biri. Bir diğeri bir eşek ile patlayıcı denemesi yaptığı ve eşeğin kafasını patlattığı olay ve bunu gayet olağan bir şekilde anlatması. Bu bir direniş, bir savaş diyebilirsiniz ama bu benim hiç hoşuma gitmedi. Bir diğer eleştirim ise İsrail için “çocuk katili Siyonist” tanımı yaparken (ki sonuna kadar haklı) bir pizza restoranına yapılan “Sbarro Operasyonu”nda ölenlerin arasında çocukların da olduğundan kitapta hiç bahsetmemesiydi. (7 çocuk) (Bunu araştırma yapınca öğrendim.) Kitabın “Türkçe Baskıya Önsöz” kısmında da Türkiye’den hep müjdeli (?) haberler almaya başlandığından bahsediyor. “Bu müjdeli haberler nedir ve kime göre, neye göre müjdedir?” sorularını beraberinde getirdi benim için bu cümle. Kitabın sonunda Abdullah Bergusi’nin babasıyla yapılmış bir röportaj var. Röportajda, Mavi Marmara’dan da bahsedilmiş. Bir kez daha ülke ve millet olarak kendimizle gurur duydum. Velhasıl kelam, hoşuma gitmeyen yerler olmakla birlikte Filistin meselesini bir kez daha vicdanlarımıza duyuruyor bu kitap. Not: Güney Korelilerin judo sevmedikleri bilgisi de hafızamda hep kalacak sanırım. Kitabın sonunda herkes bir gün Mescid-i Aksa’da namaz kılmak duasını yineleyecektir diye düşünüyorum. Ve bir soru bırakarak incelememi tamamlıyorum: Siz de Kudüs simidinin tadını çok merak ettiniz değil mi? :)
Yoldaki Mühendis
Yoldaki MühendisAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20244,452 okunma
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.