Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bütün hayatı kahramanlıklarla geçen, Haçlıları bir çok kez yenip krallarını, kumandanlarını esir eden, İslâm kalelerini onlardan geri alan Harput Artukîlerinden Balak Gazi, bir kuşatmada, kaleden atılan bir ok göğsüne saplanınca, oku göğsünden çekmiş ve şehitlik mertebesine yükselirken: "Bu ok benim değil, İslâmın bağrına saplanmış bir oktur" demiştir. Bununla o kahramanın kendisini İslâmla bir tutmak gibi bir büyüklenmeye kapıldığını sanmak büyük bir aldanış olur. Bu, gerçek devlet adamının, hakikî millet yöneticisinin ve büyüğünün, “millet şuuru"nu gösteren, tarihin alnına yazılmış, unutulmaz ve unutulmaması gereken bir sözüdür. Ve bu sözün bilinmesi ve unutulmaması kadar, doğru yorumlanması da önemlidir. Balak, ya da diğer söylenişiyle Belek Gazi, demek istiyor ki; "Bu ok bana atılmadı. Benim ya da kişilerin ne önemi var? Düşman şuurludur. Ve onların hedefi, şu, bu kişi değil, İslâm Milletidir. Onlar oklarını, kumandan ya da, başlarının kalbine saplarken, maksatları, İslâm Milletini başsız, yöneticisiz, kumandansız bırakmaktır. Bu sebeple, onlara atılan ok, gerçekte İslâm Milletinin kalbine saplansın istenmiştir. Evet, devlet adamı, Balak Gazi gibi, varlığını, Millet varlığında fâni gören kişidir.
Sayfa 150 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.