Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Paşam bee
Hicaz valiliği ve Medine yönetimi de telgraftan haberdar olmuştu. Böylece, Rikâbî Paşanın yaptıkları nahoş bir şekilde sonuçlandı. Allah rahmet eylesin, kendisi o günlerde Türkçeden başka bir şey konuşmazdı. Rikâbî Paşanın Medine muhafızı olduğu günlerde, hacılar Medine’ye geldiği zaman -orada oturana en güzel dua ve selam olsun- hac emiri İbn Reşîd bana gelip, İbn Reşîd sancağıyla Medine’ye girmesine Rikâbî tarafından izin verilmediğini söyledi. Bu yeşil renkli sancağın üzerinde “Lâ ilâhe illallah Muhammed Resûlullah" yazıyordu. İbn Reşîd, Medine’ye girmesine izin verilmezse hacıları geri götüreceğini söylemiş ancak Rikâbî buna aldırmamıştı. Rikâbî Paşanın yanına gittim ve duyduklarımı anlattım. “Bu şehre Osmanlı sancağından başkası giremez” dedi. Kendisine “Paşa hazretleri! Adet böyledir, Emir Mekke’ye de aynı sancakla girmiştir. Eğer kararınızdan vazgeçmezseniz, Hz. Peygamberin (s.a.v.) kabrini ziyaret etmeden, yanındakilerle birlikte geri dönecek. Eskiden olduğu gibi ziyaretlerini yapsalar ne olur ki?” dedim. “Bu hiçbir şekilde mümkün değildir” diye cevap verdi.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.