Mebusluktan söz açılmışken biraz da parlamenter yönetimden bahsedeyim. Parlamenter yönetim, milletin millet adına yönetilmesi demektir. Devletin başında kral veya cumhurbaşkanı bulunsa da, bu şahıs doğrudan devleti yönetemez yahut istibdat veya diktatörlük uygulayamaz. Aksine, anayasaya bağlı parlamenter yönetime riayet eder. Devlet başkanı- nın görevi, parlamentoda çoğunluğu sağlayan partinin başkanına hükümeti kurma görevi vermektir. Hükümet, meclis tarafından önceden veya yeni onaylanan kanunlara uygun biçimde ülkeyi yönetir. Osmanlı’da meclis üyeleri, bütün milletlerden seçilirdi. İttihat ve Terakki Partisi mebus olmasını uygun gördüğü kişileri belirler, hükümet de vali ve mutasarrıfları kullanıp seçimlere müdahale ederek bu şahısların seçilmesini sağlardı. Çok şükür ki Hicaz bölgesindeki seçimlere hiçbir şekilde etki edemiyorlardı. Yemen ve Asîr’deyse valiler, mebusları İttihatçılar arasından tayin ederlerdi. Kelimeyi bilhassa kullanıyorum, çünkü görünürde seçim olmasına rağmen aslında bu bir tayindi.