Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
kalemi kamera gibi kullanmak; bir çanakkale savaşı günlüğü..
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var. okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil. zira
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
adı verilen kitap çanakkale kara savaşında görev almış hasan cevdet beyin savaş sırasında tutmuş olduğu günlüklerin iki kapak arasında toplanıp, derlenmiş hali.. kitap çanakkale savaşını içeriden, sıcağı sıcağına savaşta bulunan çarpışan bir yüzbaşının gözünden görmemizi sağlaması açısından da ayrıca önemli. çünkü Bir yıl devam eden Çanakkale Savaşı'nda, 5. Ordu'da yaklaşık 500 bin subay ve erin görev aldığı bilinmektedir. Mustafa Kemal Atatürk, Cemil Conk, Şefik Aker gibi bu cephede çok kritik görevler yapmış dört-beş komutanın resmi yazışmalara dayalı rapor olarak adlandırılabilecek hatıratı bulunmaktadır. Bunlar haricinde yine savaşa katılmış en üst kademeden en alt kademeye kadar çeşitli komutan ve askerlerin sayısı yirmiyi geçmeyecek hatıratı yayınlanmıştır. Toplamda yirmi beş hatırat diyelim. Günlüklere gelince, Fevzi Çakmak haricinde üst düzey bir komutanın günlüğü elimizde yok. Yayınlanmış günlükler hep orta kademe diyebileceğimiz askerlere ait. Bunların da sayısı on kadar, bilmediklerimizle beraber on beş olsun. 500.000 kişiye karşılık 40 kişinin yazdıklarıyla Çanakkale Savaşı'nı algılamaya çalışıyoruz. Bu nedenle bu günlük tarihe not düşmek açısından çok önemli bir yer tutmaktadır. (s. 12) bunun yanında
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
adlı kitap hasan cevdet beyin sadece çanakkale savaşı sırasında tuttuğu günlükten ibaret değil. kitapta hasan cevdet beyin çanakkale cephesinden sonra gittiği, görev aldığı doğu cephesinde, bitliste, tuttuğu günlük de yer almaktadır.. 1884te dünyaya gelen hasan cevdet beyin 1898de kuleli askeri lisesine girerek başladığı askeri hayatı 1937de emekli olana dek sürmüştür. 1910dan 1922ye dek kesintisiz savaş içerisinde bulunup cephelerde çarpışan hasan cevdet bey için çanakkale savaşı sonrası bitlise gönderilmesi şaşırtıcı, üzücü değildir. hasan cevdet beyin çanakkale savaşı sırasında ve bitlisteki görevi sırasında tutmuş olduğu günlük, okunabilen 125 sayfadan oluşmaktadır. bunun ilk 83 sayfası çanakkale savaşına aittir. geri kalan sayfalarda doğu cephesi anlatılmaktadır. hasan cevdet bey günlüğünü kurşun kalemle yazmıştır. hasan cevdet bey, bu günlüğü çanakkale cephesine tayini çıktığında 11 mayıs 1915te yazmaya başlamıştır. burada cepheye 5. tümene bağlı 14. alay, 1. tabur, 4. Bölük komutanı olarak girer. zaman zaman 1. tabur komutanlığına vekalet eder. ilerleyen zamanlarda da hasan cevdet bey 2. tabur komutanı olur. günlüğü kitaplaştırma sürecinde bulunan tarihçi mutlu karakayanın da kitapta dediği gibi; hasan cevdet bey günlüğünde çanakkale cephesini ne kadar coşkun, içten, adanmış ve detaylı anlatmışsa, doğu cephesini de bir o kadar düz, sade ve neredeyse sadece savaştan bahsederek aktarmıştır. günlükte çanakkalede duygular ön planda iken, doğu cephesinde askeri uygulamalar, savaşın gidişatı, günlük rutin ön plana çıkmıştır. günlükteki hasan cevdet beyin bu üslup farklılığı, iki cephenin kendine özgü karakteristiğinin savaşanlar üzerine de sinmiş olduğunu yansıtması açısından çok önemli bir gösterge sayılabilir. 11 mayıs 1915te çanakkaleye doğru yolculuğa çıkan hasan cevdet bey 14 mayıs 1915te çanakkaleye ulaşır. hasan cevdet bey çanakkaleye geldiğinin hemen ertesi günü kendini cephede savaşın içinde bulur.. incelemenin/tanıtım yazısının buradan sonrasına hasan cevdet beyin günlüğünde anlattıkları ile devam edelim.. 16 mayıs 1915 düşman sabah olurken birbirini müteakip kırktan fazla bomba kullanarak siperlerimizi tahliye etmek istemişse de fedakar askerimizden yaralanan veya şehit olanlardan başka kimse mevkiini terk etmemişti. bomba ile yapılan karşı hücumların yaptığı etki hepsinde değilse de bazı düşman siperlerinde gözüküyordu. (bu hasan cevdet beyin cephedeki 2. günündeyken günlüğüne yazdığıdır.) 19 mayıs 1915 herkes siperlerine çekildi. sabaha karşı tamam 3.30da bombalar patlayarak taarruz başlamıştı. maalesef bazı cephelerin geç kalması, havanın açılması bu taarruzu başarısızlıkla neticelendirdi. sekizi on geçe tekrar taarruz emri aldık. asker istihkamdan atlıyor; her taraf ateş içinde, şehitler, yaralılar... nispeten manevi kuvveti kırılan asker tekrar siperlere girmek istiyor, bunu başaramayan meydanda ateş altında ölümü bekliyordu. sabah 9.15te hücum borusu çalıyor fakat ateşten ilerlemek mümkün olamıyordu. sabah 11de, (tümenin emri olduğunu işittiğim) taarruza katılarak istihkamlar dışında bulunan askerin, olduğu yerde siper kazmakla meşgul olması için emir veriliyordu. sözün kısası akşama kadar ateş aralıksız bir şekilde devam etti. siperleri 2. tabura terk, ihtiyata çekiliyoruz. bölükte 9 şehit, 50 yaralı var. (hasan cevdet beyin günlüğünde bahsettiği bu olay arıburnu cephesindeki türk birliklerince 19 mayıs sabahı yapılan ve yalnızca 4-5 saat içinde şehit-yaralı 10 bin kayıp verilen genel taarruzdur.) 21 mayıs 1915 düşman sol tarafta bulunan kuvvet üzerine -13. alay- taarruz yapıyor. fakat pek o kadar telaş yok. yirmi kadar düşman, bir avcı hattı oluşturarak bombalarla siperlerimize ilerlemek istemiş. kim bilir aldatmak veya dikkati bu tarafa çekip bu fedailerin işlerini kolaylaştırmak için mukavvadan yapılmış boy hedeflerini düşman kendi siperleri üzerine çıkarmış. tabii ki gözetleme neferleri bu hadiseyi görür görmez fedailer üzerine ateş açmış, bir kısmı ölmüş ve diğer bir kısmı firar edebilmiştir. (hasan cevdet beyin günlüğünde yazdığından düşman askerinin türk askerini yanıltmak, şaşırtmak için mukavvadan yapılmış boy hedefi kullandığını öğreniyoruz.) 23 mayıs 1915 sabahtan beri düşman gemileri çanakkaleyi aralıksız bombardıman etmeye başladı. üç saat devam eden bombardıman hamd olsun kesildi. yalnız atışlar çanakkaleye değildi. yolları ateş altına almıştı. kim bilir belki yolda asker görmüştü. öğleden sonra asker geldi. bölüğün mevcudu yüz altmış oldu. fakat bu asker hiçbir şey bilmiyor. eğer birkaç gün talim edebilir, tüfeği ve ateş etmeyi öğretebilirsek ne ala! (hasan cevdet beyin günlüğünde yazdığından düşman gemilerinin cephenin ikmal yollarını vurduğunu, -muhtemelen- anadoludan cepheye silah bilgisi olmayan taze kuvvetlerin geldiğini öğreniyoruz.) 24 mayıs 1915 sabahleyin ingiliz çıkarma kuvvetleri kumandanı hamiltonun talebi üzerine liman paşa tarafından 9 saat müddetle ateşkes için iki taraf arasında karar verilmiş ve sabah 7den 16.30a kadar devam edeceği emirle tebliğ edilmiştir. yaralılar toplanıyor, herkeste dehşetli faaliyet... çukurlar açılıyor, şehitler oraya defnediliyordu. aynı zamanda kıyafet değiştirmiş kurmaylar ve subaylar düşman mevzilerini keşfediyor ve vaziyet hakkında bilgi ediniyordu. para ile toplanmış asker olduğundan disiplini neredeyse yok. yalnız daha küçük iken nişan talimleri ile meşgul olmaları dolayısıyla bazıları güzel tüfek kullanıyordu. bunlar değişik milletlerden. hatta izmir rumları bile var. fakat çoğunluğu avustralyalı imiş. esasen yakalarında o işaret mevcut pek çok genç çocuklar var. bilhassa deneyimli olduklarını anladığımız asker. bunlar nispeten de korkak. bunlar toplanırken ilk seferde elli lira verilmiş ve aylık 6-7 lira maaşla adeta satın alınmıştır. bu bir esirin üstünde çıkan mektuptan anlaşıldı. manevi kuvvet hemen yok gibi. kıyafete gelince bizden hiç de farkları yok. hele bazıları pek kopuk. bu iş esnasında üç çeşit asker gördük biri piyade, diğeri gönüllü, diğerleri ise bahriyeli idi. ekserisi türkçe biliyordu. hatta subaylarından birisi de hemen mükemmel denecek derecede türkçesi vardı. (hasan cevdet beyin günlüğündeki bu kısım bilhassa önemlidir. mevsim sıcağından siper savaşları sırasında ortalıkta kalıp da kokan cesetler her iki tarafı da olumsuz etkilediğinden bu cesetleri toplayıp gömmek için süreli ateşkes ilan edildiğinde hasan cevdet bey kıyafet değiştirip düşmanı gerek mevzi gerek maneviyat gerekse de dış görünüş olarak incelemiş, bunları günlüğüne de geçirmiştir. ek olarak; youtu.be/YhzuOOV4d5Y?si=... ) 27 mayıs 1915 düşman tarafına kazılan lağımlardan biri düşmanın karşılık olarak attığı lağımla göçmüş ve içerisini düzene koymak üzere içerde bulunan iki istihkam ve bölükten bir nefer enkaz altında kalmıştır. bizim nefer şehit olarak vefat etti. istihkam neferleri henüz toprak altındadır. (hasan cevdet beyin o zaman başında bulunduğu 5. tümene bağlı 14. alay, 1. Tabur, 4. Bölük lağım kazma ve lağım atma görevini de üstlenmişti.) 28/29 mayıs 1915 gecesi yalnız iki yüz elli çuval kum torbasını ben doldurdum ve kolayca nakledilebilecek bir yerde hazırladım. (lağım ile patlatılacak düşman siperi türk askerlerince ele geçirildikten sonra ele geçirilen siperi güçlendirmek için kum torbası doldurma işine bölük komutanı olan hasan cevdet bey de yardım etmiştir. bu arada 250 kum torbası doldurmak olağanüstü başarıdır.) 29 mayıs 1915 3.30dan öğleye kadar devam eden bu şiddetli muharebe esnasında, saat 6.30 veya 7 sıralarında idi ki, bir el bombası siperlerimizin yumuşak toprak kısmı üzerine düştüğünden patlamadı. bu bomba pek yakınıma düşmüştü. cenab-ı hakka hamd ettik. çünkü eğer ateş almış olsa idi pek yalan bulunduğumdan ya şehit edecek veya ölümcül bir yara açacaktı. biz tekrar erleri cesaretlendirip ileri hatta sevk için bazı tatlı söylüyor, bazen tehdit ediyorduk. bu esnada makine ile atılan bombalardan birinin başımız üzerindeki patlaması işitildi. hemen eğildimse de kollarım ve sırtımdan olmak üzere parçaları dokuz yerden delmiş idi. aynı zamanda yanımda bulunan subay vekili vasıf da aynı akıbete uğradı. mecburen ateş hattından çekilip, yaralarımızı sıhhiye neferlerine sardırarak sargı mahalline gittik. yaralarımız sarıldı. hastahaneye gitmek istemedim çünkü fevkalade bir vaziyet hissetmiyordum. tabipler sekiz on günde yaraların kapanacağını da ilave ettiklerinden artık hastahaneye hiç gitmem diyorum. 13. Alay'ın 3. taburu doktoru pek küçüklük arkadaşım doktor avninin yanında istirahat ediyorum. herhalde hastahaneden çok rahat. yaralarımı kendi eliyle pansuman ediyor. 29/30 mayıs gecesi geceyi rahat geçirdim. ateş devam ediyor. bölükte 6 şehit, 45 yaralı, 10 kayıp var. 30 mayıs 1915 ortalık kikirik leşi içinde. (uzun boylu zayıf kimseleri aşağılamak için kullanılan kikirik sözcüğü ile ingiliz askerleri kastediliyor. aynı gün yapılan siper savaşı sonrası türkler ingilizlere büyük kayıplar verdirmişlerdir. (kikirik kullanımına başka bir örnek; pbs.twimg.com/media/DB3-Hd4Xc... ) 4 haziran 1915 dün düşmanın bir tayyaresi topçu ateşiyle düşürülmüş. herkes ne kadar memnun. 7 haziran 1915 büyük anafartaya gittim. köy hemen boş gibiydi. canından bezmiş birkaç aileden başka kimse yoktu. çünkü denizden mükemmel görülüyor ve düşman aklına geldikçe burasını ve yolları bombardıman ediyordu. hatta yirmi hane kadar mermi tesiriyle yıkılmış ve caminin bir kenarı da tahrip edilmiş. (düşman donanmasının sivillerin ikamet ettiği köyleri de bombaladığını hasan cevdet beyin günlüğü sayesinde bir kez daha hatırlıyoruz.) 11 haziran 1915 bugün cuma. gece, mirac-ı nebevi-i hazret-i peygamberi olması nedeniyle bugün alayımız kumandanı kurmay yarbay ali bey tarafından şehitlerin ruhlarına ithaf edilmek üzere ordugahımız bulunan matik deresinin küçük bir düzlüğünde birçok askerle cuma namazı eda edildikten sonra mevlid-i nebevi okundu. bundan önce alayımız müftüsü şevki efendi tarafından gaza hakkında erlere güzel ve etkili bir konferans ve mevlidden sonra da gayet tesirli bir dua edildi. hatta bu duada müttefikimiz bulunan almanya, avusturya hükümetlerinin de bu harpte muzaffer olması duası tekrar edildi. daha sonra 1. tabur tabibi yüzbaşısı feyzi bey tarafından, sağlık ve temizliğe dair küçük bir konferans verilerek cemiyet dağıldı. gerek cuma namazının kılınması sırasında ve gerekse mevlid-i nebevi okunması duasında, alayımızın şanlı sancağı muhafızları arasında dalgalanıyor, erler üzerinde başka bir tesir yapıyordu. 12 haziran 1915 işittiğimize göre kirte tarafına bir alay süvarisi hücum etmiş ve bir tanesi kalmamak şartıyla bu düşman süvarileri mahvolmuştu. tuhaf! budala kikirikler, siperde bulunan askere süvari hücumu olur mu? kirte tarafına şimdi de singapurlu vahşice, müslüman askeri baltalarla silahlı olarak hücum ediyorlar. tabii ki heriflerin bir tanesi kalmıyor. mutlak bu ingilizler deli olmuş. bir tane esir yakalamışlar ve islam oldukları bundan anlaşılmıştır. bununla beraber bize karşı silah kullandıklarından gebertilmiştir. şimdiye kadar olduğu gibi. (hasan cevdet bey siperde bulunan türk askerlerine hücum edip kırılan ingiliz süvarilerinin yaptıklarından haberdar olup ingilizlerin bu yaptığına şaşırıyor. yine hasan cevdet beyin günlüğünde yazdığından hareketle türklerin fransız ordusunda savaşan müslüman singapurluları yakaladıktan sonra affetmeyip öldürdüklerini öğreniyoruz.) 15 haziran 1915 bugün, 29 mayıs 1915te yapılan hücumda gösterdiğim yararlıktan! dolayı yeni çıkarılan harp madalyasıyla ödüllendirilme emrim geldi. tuhaf, ben vazifemi! yerine getirmekten başka bir şey yapmadığımı zannediyordum. ne ise bir hatıra olmak üzere kalır. (hasan cevdet beyin cephedeki yararlılığı ve başarısı sebebiyle madalya ile taltif edilmesi durumunu önemsememesi türk komutanların hemen hemen hepsinin ortak özelliğidir. onların önceliği madalya değil vatandır.) 18 haziran 1915 akşam üçte, sabahtan beri gösterime konulmak üzere küçük talim meydanımızda hazırlanan tiyatro yeri bitirilmiş asker ve subaylar hıncahınç. tümenin mızıkası "karmen" vesaire gibi güzel parçalar çalıyor. ne tuhaf. harp sahasında sahra tiyatrosu! sahne bulunduğumuz duruma nispeten hemen muntazam denecek derecede donatılmış. elde mevcut malzeme tabii ki beylik ile çadırlardan ibaret. ara perdeleri, kulisler her şey tiyatroyu taklit etmiş. komik şevki, aktörlüğe aklı erenleri toplamış, "sahte esirci" namıyla bir piyes sahneliyor. hele kantolar, hakiki bir şantözden farkı yok. oyun bitti. asker halat çekti. galiplere yetmişlik sigaralar dağıtıldı. çuval ve yumurta koşuları yapıldı. birinci gelenlere yine ikramiyeler verildi. artık akşam olmuştu. asker yemek çadırlarına dağıldı. işte bugün de bu eğlenceye bu şekilde son verildi. akşam bilmem kaç aydır dört gözle beklediğim ailemin sıhhat haberini aldım. pek büyük bir memnuniyet içindeyim. (hasan cevdet beyin günlüğüne yazdığı bu kısımdan ilgili komutanların askerin moralini yüksek tutmak, askeri keyiflendirmek için çeşitli aktiviteler yaptırdığını öğreniyoruz.) 25 haziran 1915 bir gemiden bugün balon çıktı. kaç gündür gözükmüyordu. çanakkaleye epeyce 38lik mermi attı. nihayet balonun gözlemi neticesinde çanakkaleyi buldu ve atılan mermilerden yangın çıktı. bakalım kaç saat devam edecek? tayyareler şimdi de bombadan başka iki şey daha kullanmaya başladı. bir tanesi; gördüğü ordugaha ok biçiminde çelik ve gayet sivri uçlu çok sayıda üç yüz, dört yüz demir parçalan (kurşun kalem gibi) atıyor. insan, hayvan neye isabet etse hemen delip geçiyor. hatta geçende bir yük hayvanına isabet etmiş, sırtındaki semeri ve hayvanı delip yere saplanmıştır. diğeri de; gayet güzel, yaldızlı zarflar atıyor. asker beyanname veya başka bir kağıt zannıyla alıyor. zarf yırtılınca alev alıyor ve çıkardığı gaz yanında bulunanları zehirliyor. insan öldürmek için daha bakalım neler icat edilecek! (hasan cevdet beyin burada yazdıkları çok çok önemlidir. zira türklere karşı düşman kuvvetlerin üçgen çengel, topuk kıran, yıldız çivi adları verilen çivileri attıkları bilinirken - tariharsivi.org/images/icerik-t... cdnuploads.aa.com.tr/uploads/Content... - hasan cevdet beyin dediği uçaklardan atılan büyük çiviler ve muhtemelen kimyasal içeren mektuplar çanakkale savaşı tarihçilerince bilinmemektedir. muhtemelen düşman kuvvetlerinin türk askerleri üzerine uçaklar ile attığı çiviler murç ya da benzeridir - dirilyapimarket.com/image/cache/dov... - 1 temmuz 1915 kirtedeki harbin kırk sekiz saattir tüfek ve süngü hücumu olmak üzere devam ettiği haber alındı. başka kayda değer bir şey yok. harp lehimizedir. (kısa süreli meydan muharebelerine kıyasla çok çok daha uzun süren cephe savaşları savaşan askerlerin ruh halini de değiştirir. örneğin burada hasan cevdet bey 48 saattir devam eden tüfek ve süngü hücumunu çok sıradan bir olay gibi anlatıp devamında başka kayda değer bir şey yok demektedir. -bu savaşa alışmışlık ve soğukkanlılık hasan cevdet beyiğn günlüğüne yazdığı birçok cümlede görülür.) 4 temmuz 1915 sınıf arkadaşlarımdan üsteğmen talatın hücum sırasında şehit olduğunu işittim. çok üzgünüm. cenab-ı hakk rahmet etsin.; 10 temmuz 1915 geçende kirte tarafında hücum etmek isteyen düşman, çok sayıda kayıp vererek ricate mecbur edilmiştir. yalnız 11.000 leş ve iki misli mecruhu vardır. allah ziyade etsin! 12 temmuz 1915 ey rezil düşman! ingiltere fabrikalarını çanakkaleye getirsen, bütün hazinelerini akıtsan, senin için artık bir adım ilerlemek imkanı ölmüştür. bir adımın bin felaket doğuracak. (böylesine inanmış bir komutan ve ordusu yenilir mi? belki. peki pes eder mi? asla.) 22 temmuz 1915 bu gece düşmanın çatlak dereye karşı yerleştirdiği makineli tüfek fazla öksürdü. 1. bölük siperlerinde bulunan 5. Bölük efradından biri mermi ile şehit olmuştur. Başkaca bir şey yok. (yine cephe savaşının verdiği soğukkanlılık, düşman silahı ile dalga geçecek denli savaşa alışmışlık hali.) 25 temmuz 1915 bu gece düşmanın birkaç mermisi yine ziyarette kusur etmedi. bir nefer ayağından kurşunla yaralanmıştır. (yine cephe savaşının verdiği soğukkanlılık, düşman silahı ile dalga geçecek denli savaşa alışmışlık hali.) 2 ağustos 1915 bu gece olan patırtı, yeni gelen kumandan şerefine imiş. ingilizli hücum etti, fakat pek pahalıya oturdu. yalnız harp meydanında bin kadar ölü ve yaralı vardı. yaralı olup kaçabildiyse ne mutlu. 10 ağustos 1915 harp bütün şiddetiyle devam ediyor. düşmanın manevi kuvveti kırıldı gibi. saat yedide conkbayırından bir hücum başlamış ve oldukça başarıyla neticelenmiştir. düşmandan ganimet olarak dört makineli tüfek alınmış ve pek çok zayiat verdirilmiştir. esir miktarı da şimdiye kadar alınanların hemen toplamına eşittir (800 var). bizden oldukça önemli miktarda kayıp vardır. bu cepheden tekrar taarruz edilecektir. allah muvaffakiyet ihsan etsin. bölüğümün mevcudu 224 iken, henüz pek net değilse de dört gün zarfında altmışa inmiştir. taburdan üç subay arkadaşımız yaralanmıştır. 12 ağustos 1915 tuhaf! vefik beyin bataryası sahildeki gemilere ateş için emir aldı. ateşe başladı. başlangıçta bir torpidoya sonra bir nakliye gemisine ateş etti. tabii ki bunlar kaçtı. yalnız şurası dikkate değerdir ki üçüncü hedef olarak bir zırhlı seçildi. karşılıklı ateşler açılarak bu da firar etti. Korkak düşman! 14 ağustos 1915 anfartalar'da şiddetli harp devam ediyor. gemiler, bizim obüsler dehşet saçıyor. piyade tüfekleri, makineli tüfekler singer makinesi gibi işliyor. fakat artık düşmanın ilerlemek ihtimali yoktur. zaten verdiği kayıp beş gün içinde yirmi bini geçmiştir. 21 ağustos 1915 asker olmak haysiyetiyle bunu yazmadan geçemeyeceğim. evvelki gün siperlerin sağ tarafında mestan tepeyi takviyeye gelen bir bölüğün disiplin ve düzeni takdire değerdir. bölük yan takımlarla açılmış sol tarafını tuz gölüne doğru yaymış idi. kolların arasında 50şer adım mesafe tahmin ettim. bunu gören topçularımız, mesafeyi bulduktan sonra grup ateşleriyle bu düşmanın mestan tepeyi takviye etmek isteyen bölüğüne zayiat verdirdiler. fakat bölük ne yatıyor, ne de marş marşla ilerliyor. misketten etkilenenler oralara yuvarlanıyor. fakat ne avcı hattı ne de yürüyüş kolları bozuluyor. sakin, gayet güzel bir ateş mevziine giriş. doğrusu hayran oldum! sonra anladık ki bu asker bir buçuk senedir mısırda talim ve terbiye ediliyormuş. fakat üç sene de talim görse bu disiplin, düzen takdire değerdir. böyle bir düşmanla harp ettiğimden cidden iftihar ediyorum. (hasan cevdet bey karşısındaki düşman askerini bir komutan olarak da gözlemlemiş ve karşısındaki düşman askeri de olsa ona hak ettiği payeyi vermekten çekinmemiştir.) 21 ağustos 1915 harp şiddetle devam ediyor. sanki cehennemdeyiz. bugün hamd olsun birçok kazalardan kurtuldum. yanıma bir obüs düştü. kimse zarar görmedi. birçok kurşunlar da muhtelif ahenk ile vızıldıyordu. 9 eylül 1915 gece cephede ve civar hatlarda sükunet vardı. gündüz eskisi gibi hafif, piyade topçu ateşleriyle geçti. 14.30da fatih medre­sesi hocalarından hüseyin hilmi efendi erlerle cihadın fazileti hakkında bir sohbet yaptı. sonra da bir güzel bir dua. erlere iyi bir tesir yaptı. 24 eylül 1915 gece sükunetle geçti. eski arkadaşım yüzbaşı hikmet bey geldi, görüştük. oh! o geçmiş zamanlar ne hatıralar uyandırdı. bütün arkadaşlarımın şehit olduğunu işittim. çok üzgünüm. 29 eylül 1915 gece düşmanın makineli tüfeği biraz sululuk etti. *** hasan cevdet beyin çanakkale savaşlarında 11 mayıs 1915te tutmaya başladığı günlük 29 kasım 1915te sonlanır. devamında günlük 1 ocak 1916 tarihinde hasan cevdet beyin doğu cephesine, bitlise doğru yapmaya başladığı yolculukla yeniden başlar.. günlüğün bu kısmında hasan cevdet bey doğu cephesinde başına gelen olayları, ruslarla çarpışmalarını, bölgenin iklimi ile nasıl mücadele ettiğini/ettiklerini anlatır. hasan cevdet beyin günlüğünün doğu cephesi kısmını yukarıda bahsettiğim çanakkale savaşları gibi görece detaylı olarak anlatmayacağım. anlatmama nedenim bu inceleme/tanıtım yazımı okuyanların bu kitabı/günlüğü okuma hususundaki merakının artması ve artan bu merakları ile bu kitabı/günlüğü okumalarını istemem sebeplidir. hasan cevdet bey gerek çanakkale savaşı sırasında gerekse doğu cephesinde Mustafa Kemal'in emri altındaki birliklerdedir. hasan cevdet beyin günlüğünü okuduğumuzda çanakkale savaşları hakkında Mustafa Kemal'in türk askeri hakkında söyledikleri daha bir anlam kazanır. evet, türk askeri/komutanı cesurdur, korkusuzdur, inanmıştır, ölümü adeta küçümser, taltife, payeye önem vermez.. Mustafa Kemal de türk askeridir/komutanıdır. o halde o da cesurdur, korkusuzdur, inanmıştır, ölümü adeta küçümser, taltife, payeye önem vermez.. Mustafa Kemal gerek çanakkalede gerekse doğu cephesinde, bitliste emri altında olan birlikleri asla yalnız bırakmamış ve onların yanında olmuştur. öyle ki Mustafa Kemal, balkan savaşı sırasında yunanistana teslim edilen selanikten ayrılıp istanbula doğru yola çıkan annesi zübeyde hanımın 1915 martında çanakkale cephesinde görev yapan oğlu Mustafa Kemal'e durumu anlatan mektubu eline geçtikten sonra 23 mart 1915te annesinin aranıp bulunması için dedeağaç konsolosluğuna telgraf çeker. ancak annesinin nerede, nasıl, ne halde olduğunu düşünen Mustafa Kemal bu süreçte çanakkale cephesindeki görevlerini de aksatmaz. o, bu süreçte, conkbayırında, anafartalarda, kemalyerinde emrinde olan türk ordusu ile düşman ordularına karşı zafer üzerine zaferler kazanır. Mustafa Kemal'deki görev ve sorumluluk bilinci üst düzeydedir. öyle ki ağustos 1915te annesinin bulunduğu kendisine haber verilen Mustafa Kemal eylül 1915te salih bozoka gönderdiği mektupta düşmanı kırdıklarını, yakında çanakkaleden düşmanı def edeceklerini yazar. Mustafa Kemal mart 1915te annesinin selanikten istanbula doğru yola çıkmasından on ay sonra aralık 1915te annesi ve kız kardeşi ile istanbulda anafartalar kahramanı sıfatıyla buluşur. Mustafa Kemal annesini aramak için çanakkaledeki görevinden affını istemez, emrindeki askerleri yalnız, başsız bırakmaz. aynı Mustafa Kemal askerini doğu cephesinde de yalnız bırakmaz; #221098125 emri altındakileri başsız bırakmamanın ödülünü de Mustafa Kemal çanakkale cephesinden düşmanın geçmesini engelleyerek, doğuda da muş ve bitlisi düşmandan geri alarak elde eder.. çanakkale kara savaşlarına dair savaşın içerisinden, özgün bilgiler veren bu kitabın daha fazla kişi tarafından okunması temennimdir. bu tanıtım/inceleme yazısını da görece bu temennimin gerçekleşmesini istediğim için yazdım. son olarak kitapta günlüğün yazarı hasan cevdet beyin cephelerde geçen hayatına dair biyografik bilgiler de mevcut. bundan başka; günlüğün ortaya çıkması, günlüğü bulan kişinin günlüğü nasıl bulduğu, günlüğün içeriğinin ne olduğunu anlaması süreci de ilginç. günlüğü bulan kişi bu süreci de kitapta anlatıyor. (bunları burada anlatmıyorum ki, bu konular özelinde yazımı okuyanın (okuyan çıkarsa) merakı artsın ve kitabı okusun. unutmadan buraya şunu da ekleyeyim; kitabın sonunda hasan cevdet beye ait farklı fotoğraflar ve hasan cevdet beyin günlüğünün fotoğrafları da mevcut.. ek olur da kitabı okumak isteyen/ler olursa diye kitabın pdfsi ileti yorumunda mevcut; #236438100 kitabın okuyucusuna, okuyucularına şimdiden iyi okumalar dilerim.. ya da kitabın görece en son güncel okuması tarafımca yapılıp hakkında gerekli yazı da yazıldı. okuyana/okuyacaklara şimdiden hayırlı olsun. (=
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet KoptuğundaHasan Cevdet Temizkanlı · Yeditepe Yayınevi · 201526 okunma
··
536 görüntüleme
Şüheda okurunun profil resmi
“Bir yanda en modern silahlarla müttefikler; diğer yanda ilkel, derme çatma silahlarla biz…” Atatürk’ümüzü, tüm şehitlerimizi derin saygı, minnet, şükranla anıyorum.🙏🏼❤️‍🩹🫡 Teşekkürler.🙏🏼 Bu arada kikirik kelimesini de kıkır kıkır gülen insanlara deniyor sanıyordum.🫣
Grekov Kafkayevski okurunun profil resmi
Mustafa Kemal itilaf devletlerinin alayına şundan yapmış; 4.bp.blogspot.com/-qpZuwcfGVuE/VF... (= kikirik=kıkır kıkır gülen kişi denince de aklıma hayat bilgisindeki kikirik adlı karakter geliyor. (diziyi ve karakteri biliyor musunuz bilmiyorum ama bahsettiğim kişi şu; image.milimaj.com/i/milliyet/75/7...) son olarak şu cümleye; ''Atatürk’ümüzü, tüm şehitlerimizi derin saygı, minnet, şükranla anıyorum'' +1.. ✍😌
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.