Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sükunet
Her insan için aynı mıdır bilmiyorum anlamı ama herkesin en mutlak ihtiyaçlarından biri sükunet. Lügat yazarları, boşuna uğraşmayıp bu kelimenin yanını boş bıraksalardı keşke. Içimizdeki boşluğu doldurmaya yeter miydi bilmiyorum ama, bu şekilde belki her insan sükunetin anlamını aramaya çıkabilirdi. Sükunet Arapça menşeli bir kelime, hareketin tersi, durağan olma durumu. Arapçada "sikkin" bıçak manasına. O da sükundan geliyor. Çünkü bıçak kesiyor. Sükun, bir şeyi etrafındakilerden kesip ayırıyor... Sükunet ve sekine hali meydana gelince nefsin diğer yönlere olan esintileri kesiliyor...hayat hareket ve hareketin manasını hareketsizken arayacağız...bu yüzden gece sükun bulalım diye bize verilmiş. Bu yüzden kendisinde sükun bulduğumuz eşlerimiz var... Tenimizde acısız yatan bıçak sükun...lügatlerde kefensiz medfun... İbrahim'in kalbine doğru uçuyordu dört kuş, tâ kalbine sekine gelsin. Rıdvan Beyatında kalplere iniyordu sekine... Musa asasını attığında, Yakup Yusufun kokusunu duyduğunda... Son sözü Hamdi Yazır'a bırakıyorum: İsrailoğulları'nın tâbutunda böyle bir sekine konulmuştu ki, o bir şekil, o bir sûret idi, o suretin bir halinden veya hareketinden yardım mânâsı anlayarak kalpleri onu görünce sükûnet bulurdu, âlâmet olan o surete de sekine denilmişti. Fakat bilinen sekine'nin yeri ancak kalptir. Allah Teâlâ, bu ümmet için sekinetin oluşmasına kendilerinin dışında bir alâmet yapmamıştır. Müslümanlar için sekine ve sükunet yeri ancak kalptir. Kalpler ancak Allahın zikri ile sükun bulur. . . 
··
374 görüntüleme
Kâmile okurunun profil resmi
Ne güzel ifade etmişsiniz....kaleminize gönlünüze kuvvet versin Rabbim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.