Bu kitapta tarihçi; herkesin bildiği ya da bildiğini sandığı konuları objektif bir şekilde, ilmî metot ve yöntemlere dayanarak değerlendirmiş ve okura farklı bakış açısı kazandırmaya çalışmıştır. Tarihe duygusal, ideolojik değil bilimsel yaklaşılması gerektiğinin her sayfada altını kalın kalın çizerek belirtmiştir. Tarihî olguların farazî şekilde değerlendirilip anakronizm yapılmasının yanlış olduğunu, "se/sa" ile tarihin incelenilmeyeceğini defaatle vurgulamıştır.
Tarihte gerçekleşen olayların bir anda ortaya çıktığı ve birkaç kişi, yapı, kuruluşun etkin rol oynadığı algısının pek çok kişide mevcut olduğunu, oysa tarihî bir olayın, olgunu gerçekleşmesinin pek çok dinamiğin, parametrenin bir araya gelmesiyle oluştuğunu; öte yandan tarihin sadece askerî ve siyasî bakış açısından değil dönemin coğrafî, kültürel, sosyal kodlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.