Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı ikinci kez okudum ve tüylerim diken diken oldu. Bazı şeyleri anlamak için tekrar dönüp bakmak gerekiyormuş. Bende de öyle oldu. İlk okumamda beni fazla etkilememişti. Annesiz büyüyen bir kadının kötü geçen çocukluğu bana oldukça sıradan görünmüştü. Ama şimdi çok daha iyi anlıyorum. İlk bölümü baştan sona tekrar tekrar okudum. İkinci bölümü de öyle, son bölümü de. Süreyya'nın içindeki boşluğu, hayatına bir anlam bulmaya çalışması, anne sevgisi görmediği için sevmeyi de beceremediğini net bir şekilde gördüm. Hissederek, adeta karakterin kendisiymişim gibi okudum ve onun acısını paylaştım. Kitap sondan başlıyor aslında. Telefon konuşmasının bittiği andan ve sonra Süreyya çocukluğundan gençliğine kadar anlatıyor hayatını. Hayatı boyunca bir kez olsun sorgulamadığı annesizliğinin, şikayet etmediği ve hatta tercih ettiği yalnızlığının, bağlanma korkusunun onu ne kadar yaraladığını annesinden gelen telefonu açınca anlıyor. Bir telefon konuşması insanı nasıl bu kadar darmaduman edebilir? Süreyya bana bunu iliklerime kadar hissettirdi. Sürekli bir yerlere koşturması, ülke ülke gezmesi, bir işten çıkıp diğerine girmesi aslında içinde gizli bir anlam barındırıyor. Süreyya acısını unutmak için kendini dünyevi işlerle avutuyor. Bazen öyle olur. Hayata geride başlayanlar için saf mutluluk ihtimali yoktur. Bu hayatı yaşanabilir kılmak için yapabilecekleri tek şey kötünün iyisini tercih etmek. Süreyya da böyle yapıyor. Sevilmek, sevmek, bir yere ait olmak için çabalamıyor. Belki de annesinin ve babasının istemediğini el âlem ne yapsın diye düşünüyor. Bu yüzden aile saadetinden, sevginin getirdiği güzelliklerden umudunu kesiyor ve bunları hiç tadamayacak olsam bile başka zevklerin tadını çıkarabilirim diye düşünüyor. Hayatını güzelleştirmeye çalışıyor, elinden geldiği kadar. Kendini izole etmesini, kimsenin dikkatini çekmeden yaşayıp gitmek istemesini de buna yoruyorum. Çünkü birileri onunla ilgilenirse, severse, yaralarına dokunursa Süreyya'nın içi kanar. Kanayınca da sevginin ne demek olduğunu hatırlar ve bunun yokluğuna yas tutmaya başlar. Halbuki o robotlaşmış bir şekilde sadece hayatta kalarak, sevmeden, sevilmeden, kimsenin hayatına
Dokunmadan
Dokunmadan
, hiçbir şey hissetmeden, sadece nefes alıp vermekten ibaret olan bir yaşamı sürdürmeye çalışıyor. Üzülmemek, yarasını açmamak için yapabileceği en iyi şey bu.
Dokunmadan
Dokunmadan
kitabını özellikle etiketledim çünkü yalnızlıkları açısından Adalet'le Süreyya'yı birbirine benzetiyorum.
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
ilk kitabında bile bu kadar iyi bir iş çıkardığına göre diğer romanlarına hiç şaşırmamak gerek. Sevgisiz büyüyen birinin psikolojisi bundan daha iyi anlatılamazdı. Süreyya'nın içindeki soğukluğu iliklerimize kadar hissettirdi Nermin Hanım.
Unutma Beni Apartmanı
Unutma Beni ApartmanıNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20173,563 okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.