Gönderi

Kırmızıdan Cadde
Gelmelisin, gün ağarıyor. Şehri sarmış sarhoş ülkenin adamlardan anonsları Sebepsiz savaşlarım var aynılı dünlerle Evrenime mitolojilerle iniyorlar, sen yoksun. Gerekçelendiriyorum dündeki gökyüzüne karşı cinayetleri Sebepsiz riyakarcalar ölmeli ideolojisiz odanın tozlu benliğinde! Ölü dünlerin hastalıklı kusmuklarını geçmişleyeceğim Evrenimin kırmızıdan caddelerine ferman çeken Bob, aralıksız kulağıma atlastan mezarları fısıldıyor, geçmişlemelisin! Ve sen büyülü masumiyet tahtında hizalandırıyorsun beni Dudakların panzerlerle peşimde; eğiliyorum, küçüldüm. Beni maviden koynuna gömmelisin Nefesinin son damlasına kadar içer misin beni? Gözlerinin yerinde koyu griliğiyle dünler Yüreğinin fırtınalı bahçesinde telaşlanalım Enkazlar boğulurken yüreğinde, geçerim ben soyut geçitlerden! Sesleri ölümden şişmiş, sessizliğiyle dolu ölümlerle ölü saçlı kadınlar ve niceleri yankılansın isterdim yanında menekşelerden notalarınla! Acıların sık sık yerleştiği uzaklardasın, yoksunum bundan. Uzaktan üşümelerle kaldım teninin türküsünden, bizden. Soğuk gecelerdeki dizelerimden çiğ düşürüyorum ellerine Gecede kovalar bakışlarım yüzünü, bakışlarınla getirir seni. Şafakta gölgeleri biriken aynılarla kaldım. Sen yoksun.
··
1 artı 1'leme
·
167 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.