En acısı, önceden programlanmış ve aslında gerçek olmayan sevgi türleri anlamına gelen bu tür parçalanmış bir kendilik ideolojisi içinde, kalbimizden geçenlerden tamamen uzak bir şekilde yaşamamızdır. Ama, seviyormuş gibi görünme oyununun içinde başka oyunlar oynayan insanlar da vardır. Gerçekten kötü olanlar onlardır işte. Yalanlar söyleyerek eylemlerini gizler ve kendilerini ustalıkla başarılı gösterirler. Biz de genellikle bu oyuna iştirak ettiğimiz için, gerçeği görmeyi göze alamayız. Psikopatların uygarlığımızdaki başarısının temeli budur. Onların ne olduklarını, yani psikopat olduklarını görmek, bizi bu oyunla yüzleşmeye zorlardı: Sahte sevgi. Bunu göze alamadığımızdan, öfkemizi, bizi içtenlikle sahte gerçeklikten kurtarmaya çalışanlara yöneltiriz.