Her ölüm dünyada bir çatlak açar — bir boşluk bırakıp
öyle gider her kişi: öteki kişiler de, şimdi, o çatlağı
kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş
hissederler kendilerini.
Oysa, zamanla, çevre dokunun da çatlaması ve boşalmasıyla,
o çatlak belirsiz —öteki çatlaklardan ayırdedilemez—
hâle gelecek; o boşluk da, zaten, yokolacaktır. Ama, kişiler
bunu düşünmezler: uğraşıp dururlar o çatlakla, o
boşlukla — ama faydasızdır bu çaba : çatlak kapanmaz, boşluk
dolmaz; uğraşıp durur kişiler, kendileri de birer çatlak,
birer boşluk olana dek — o zaman da görevi yeni kişiler
devralmış bulacaklardır kendilerini...
Oysa, önemli olan, çatlağı açıkça görebilmek, boşluğu
olduğu gibi yüklenebilmekti.
Çünkü, ölüm, onmaz; yaşam, onarılamazdır.